DOKUNMAYIN ŞABAN'IMA

662 41 6
                                    

"Şşşt, sessiz olun biradan gelir."kapının açılmasıyla hepimiz biraz daha olduğumuz yere çömeldik ve kapıyı açmasını bekledik. Bunun için harcadığım kontörlere bakılırsa Beyefendinin beğenmeme gibi bir lüksü yok. Durun anlatayım; Bugün Berk'in doğum günü. Sabah tek başına dolaşmaya çıktı ve gelmedi. Bende bundan bir iki gün önceden arkadaşlarını bulabildiğim her türlü ortamda takip edip çağırdım. Her birine tamışmamıza ayrı anlatmamda cabası. Ama tabiki de kızları çağırmadım. Hayır, kıskandığımdan değil. Kesin sesizinizi. Duyacak şimdi. Kapının açılmasıyla bir sessizlik oldu ve yere çarpan bir şeyin sesi. Hemen kalktık ve;

"İyi ki doğdu-Berk?"yerde yatan bir Berk beklemiyorduk. Begüm abla ve ben önden koltuk. Birkaç arkadaşı onu kanepeye aldılar. Hiçbir yerinde bir şey yoktu. Yani en azından gözle görülür. Annemler evde olmayaşına ve gece geç saate kadar gelmeyeceklerine şükrettim biran. Berk mırıldanarak;

"Yemek."hemen masada dizili olan yiyeceklerden bir tabak yapıp yedirmeye çalıştık. Flaş haber; bu vatandaş baygınkende yemek yiyerek tarihe geçti.

****

"...sonuç olaraktan 12 öğün kaçırdım. Ve eve kadar zor dayandım kız. Bir dilim pasta daha vallahi şekerim düştü bak."beğefendi bütün gün babamla dolaşmıştı ve o varken saat başı yemek yemek kolay olmuyordu. Bünye yemeksizliğe dayanamadı tabii. Ziya(arkadaşlarından biti işte);

"Oğlum bizi de ye istersen bu ne?"

"Sus kız. Annen sana demedi mi aç bir Berk'e bulaşılmaz diye?"bu kadar bulaşığı nasıl yıkayacağım derdi yontu. Zira Berk, tabakta tek bir şey bırakmıyordu.

***

"Her şey için çok teşekkür ederiz Kader'ciğim. Yarın görüşürüz."

"Tabi Begüm abla."dedim ve kapıyı kapattım, herkes gittikten sonra benimle kalmışlar ve ortalığı toparlamama yardım etmişlerdi. Annemler geldikten sonra odama çıktım ve uyudum. Ya ne yapsaydım! Horon mu tepseydim? Püskevit mi yeseydim? Çarpılırdım kız. Tüvbe tüvbe. İşte bunlar hep Berk.

Sabah yüzüme damlayan suyla uyandım. Bir gün gerçekten işkence yapılarak öldürüleceğimi biliyordum. Bari evleneydim. Gözlerimi açmamla kapamam bir oldu. Neden? Çünkü su gözümün içine girdi.

"Her kimsen hayvanın teki misin? Gözüme su kaçtı."kafama vurup;

"Ölmezsin."diyen sesle donakaldım. Asıl şimdi yemiştim b*ku. Gelen Keçiörenli Berk'ti ve ben ona hiçbir zaman Pac-Berk'ten, Berk'imden❤️, bahsetmedim. Helvama fıstık falan koymayın. Çokta kavurmayın. Siz mümkünse pamuk helva dağıtın. Ucuza gelir hem.

"Sen nereden çıktın?"

"Süt annenin karnından."evet bu manda gelip sığır giden arkadaşın annesi süt annem olurdu.

"Hayır o manada değil... Neyse elimi öp."dedim ve elimi uzattım. Ondan büyüktüm. 3 gün. Ama büyüktüm.

"Sen benden bir şey mi saklıyorsun?"al işte. Yalan uydurmak için bile vaktim kalmadı. Ona Why The Face bakışımı atarak yataktan kalktım. Kızlar, ve erkekler;) size de oluyor mu? Çarşafa dolandığınızda kendinizi o çarşaftan hiç kurtulamayacakmış gibi hissetiğiniz. Ben bunu yaşıyorum şuanda da. Kapının açılmasıyla... Annem içeri girdi. Berk mi gireydi? Ortalık mı karışaydı?

"Hadi, kahvaltıya daha Berk gelecek."evet, sayın seyirciler bir son dakika gelişmesi; ben aslında medyumum ve tahmini olaraktan bir iki dakika içinde öleceğim.

"Buradayım ya annem."o benim annem desemde içimden, dışımdan sadece olayları üçüncü bir şahıs olarak izliyordum. Soru bir odada üç kişiyseniz, siz kaçıncı kişisinizdir?

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin