Biliyorum çoktan gittin. Biliyorum, hiç sen olamadım yahut hiç ben olamadın. Fakat sana yemin ederim, kıvrım kıvrım kirpiklerinden avucuna ektiğim papatyalara kadar; seni, çok... ღ Belime sarılı eli ile beni daha da fazla kendine çekti. "Peki seni bu denli heyecanlandıran asıl şey nedir Yasemin? " Parmakları tekrar öldürücü bir yavaşlıkta karnımı okşadı ve "Bu mu?" diye fısıldadı. Fısıltısı kalbimi deldi geçti ve ben daha acısını hakkını vererek yaşayamadan, boynumu öptü. "Yoksa bu mu?" Ve birden benden ayrıldığını, kolunun belimden çekildiğini ve sıcaklığının hemen arkamdan uzaklaştığını hissettim. Serkan daha dik bir şekilde yanıma oturmuştu ve mavi gözlerini üzerime dikmişti. Yemin ederim üşümüştüm. Daha parmakları bedenimi terk ettiği dakikadan büyük bir ürperti bedenimi sardı ve canımı yaktı. Mızmızlanmak, küçük bir çocuk gibi ayağımla yeri tekmelemek istedim. "Ah, yoksa yüzünü dahi göremediğinin eşinin bir anda seni muhtemelen daha önce hiç görmediğin bir yere getirmesi mi seni heyecanlandıran tüm bu olanlar ? " Gerçekleri ondan saklamak hiç cazip gelmedi o an. Bir şeyleri gizlemek - hele ki o bir şeyler boğazıma oturup beni mahveden şeylerse- bana göre değildi. Benimle oynuyordu ve ben de buna bir son verecektim. "Beni asıl bu hale getiren ne biliyor musun? Senden ölümüne nefret etmeyi beklerken tüm gün umutla bir dakikalık da olsa yüzünü görebileyim diye bekler hale gelmek." ღ Bazen sadece vazgeçersin. Belki unutmak istemediğin, hep yanında olsun istediğin şeyler teker teker elinden kayar. Belki hikayenin yarım kalmışlığı ömrünün sonuna kadar boğazında bir yumru olarak kalır. Ve hatta bomboş geçmiş bir ömür belki. Ama bazen sadece vazgeçersin. Vazgeçmek zorunda kalanlara..
12 parts