4

2.4K 245 107
                                    

Merdivenlerin bulunduğu koridorda mekik dokurken telefonuma gelen boş mesajlara bakıyor bir yandan da dudağımı kemiriyordum.

"Felix, iki dakika buraya bakar mısın?"

Telefonumu kapatıp babamın seslediği yöne doğru yürümeye başladım. Gözlerimi bir an bile babamın yanında duran çocuktan çekmiyordum korkar diye ama o bana üstten üstten bakarak daha çok korkutuyordu.

Babam elini çocuğun omzuna koyduğunda annem de yanıma gelmişti. "Hyunjin, bundan sonra senin yeni koruman olacak. Bu sefer senden gerçekten iyi bir iletişim bekliyorum Felix. Biz seni düşünüyoruz." Belki de babam bu kötü işlerle ilgilenmeyi bırakmalıydı, böylece düşmanları beni hedef almayı bırakırdı. Burun kıvırıp çocuğa baktığımda gözlerimi gözlerine kilitleyip hafifçe başımı 'Ne bakıyorsun?' anlamında sağa sola salladım.

O ise gülümseyerek elini uzattı. "Hwang Hyunjin." Eline tereddüt edip baktığımda adını zaten biliyordum, eve girdiğinde kendini çalışanlara tanımayı unutmamıştı. Elimi uzatıp elimin büyük eli içinde kaybolmasını izledim.

"Lee Felix." Elimi daha çekmeden babam elini onun omzundan indirerek mutlu bir şekilde öne geçmişti. "Bizi takip et Hyunjin, sana evi gezdirelim." Annem de onun koluna girerek onunla ilerlemeye başlayınca hâlâ elimi tutan elime ardından yüzüne baktım.

İki saniye ciddi durduktan sonra da azıcık yaklaşıp dil çıkardım.

O ise ciddi ifadesinden ödün vermiyordu.

"Ne bu kendinden emin tavırlar koçum?"

Elimi çekip ellerimi göğsümde bağladım. Bir yandan da birisi bakıyor mu diye kontrol ediyordum. Babam daha ilk günden tehdit ettiğimi görse kafamı koparırdı herhalde.

Ellerini cebine koyup cüsseli vücudunu daha da gözüme soktu.

"Öyleyim zaten."

Yüzümü buruşturup egosunu görmemek için geriye çektim kendimi.

O ise biraz bekleyip ellerini cebinden çekmeden yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı.

"Ve tek istisnan olacağım." 

chat ne diyo bu
başka bölüm düşünemedim napim şimdi

black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin