36

1.7K 183 47
                                    

''Patron, ben artık müsadenizi istemek zorundayım.''

Hyunjin, tok bir sesle resmi bir gülüş bırakarak sandalyesinden kalktı ve yuvarlak masada oturan diğer kıdemli iş adamlarına döndü. Her ne kadar kendisi için güzel bir deneyim olsa da patronuna ve iş arkadaşlarına şükürler etmeden kendisini alamamıştı.

Evet, biliyordu, kendi patronun yaptığı bu iş bile merdiven altıydı ve kendisi bu merdiven altı yapılan işin bir parçasıydı. Hiçbir zaman helal bir iş yaptığını düşünmemişti fakat bulundukları sektörde kötünün de kötüsü vardı ve kendi çevresiyle gurur duymadan demişti.

Bulunduğu sektör, resmen insan pazarlama alanı gibiydi. Kendisi gibi küçüklükten beri yetiştirilen gençler işe hazır olduklarında kötü zenginlerin kölesi oluyor, kötüleri koruyorlardı. Gerçi kendilerinin de pek iyi olduğu söylenemezdi değil mi?

Mantık basitti; öğren, hazırlan ve işe başla.

Herkese hiç elinden bırakmadığı resmiyetle veda ettikten sonra dışarı doğru adımlamaya başladı. Böyle ortamları kendini bildi bileli sevmez, bunun gibi zorunlu kalmadıkça da gitmezdi fakat bugün ilk defa erken ayrılmıştı.

Bunun için küçük Felix'e bir teşekkür borçlu olabilir miydi? Belki.

Dışarı çıktığı gibi havayı içine çekti. Bu ihtişamlı restoranın manzarasına dalarak bu ufak rahatlama seansını sürdürürken biraz ilerisinde gözüne ilişken pembe saçlara döndürdü tüm dikkatini. Tanıdık bir sima.

Choi Yeonjun.

Hyunjin, gördüğü kişileri her açıdan tanıyabilirdi. Öyle ki gecenin karanlığında duran bu pembe kafa ve profil, çabucak kendini Hyunjin'in ağında bulmuştu fakat farkında değildi.

''Choi Yeonjun.'' Hyunjin'in sesi gecenin içine karıştı.

Bu kişinin yanına adımlarken yavaşça kollarını göğsünde bağladı. O sırada da beklediği gibi, yüz ona dönmüştü. İfadesiz, kendini bilen bir yüz.

''Oh, tanıyamadım?''

Kendini bilen yüz, aynı şekilde kendini bilen bir ses tonuyla bu Yeonjun denilen adamın dudaklarından döküldü. Hyunjin, yerine göre kızan bir adamdı.

Ve şu an tam yeriydi.

Yeonjun, Hyunjin'in yüzünü turladı ve bir kanıya vardığını belli etmek için histerik bir şekilde güldü.

''Aman tanrım, geleceğimi çalan Hwang Hyunjin!''

Hyunjin, yüzünü ekşiterek adamı süzdü. Tipi çok ciddi bir izlenim verse de hareketleri çok yılışıktı, bunu anlaması için fazladan bir çaba sarf etmesine gerek yoktu.

''Ne saçmalıyorsun sen?''

Karşılaştığı soruyla hafiften şaşırmış gibi yapıp dilini ağzında gezdirdi pembe saçlı çocuk. Sözlerine başladığı an Hyunjin'in üzerine yürümeye başladı.

''Senin yerinde ben olacaktım.''

''İçeride büyük insanlardan teklif alan ben olacaktım.''

Sonra durdu ve bir elini cebine götürdü, diğer elinde bulunan dibinde bir yudum kalmış bira şişesini ağzına götürdü. Kafasını sola çevirerek konuşmaya başlamadan önce manzaraya bir kez daha baktı.

''Sana ve babana acımasalardı, şu an hak ettiğim yerde olacaktım.''

Kelimeler Yeonjun'un ağzından dökülür dökülmez Yeonjun, yüzüne sert bir yumruk yemiş ve geriye sendelemişti. Birkaç dakika yerle bakıştıktan sonra kanadığını fark ettiğini dudağını tutarak diğer elindeki şişeyi yere bıraktı ve Hyunjin'in belki de hiç kimsenin şahit olmadığı kızgın yüzüyle bakıştı.

Hyunjin'i kızdırmak hoşuna gitmişti.

''Topilli piçin tekisin.''

Ve evet, bu Hyunjin için son damla olmuştu.

Çocuğun yüzüne vurmadan önce yakasından tutmuş ve bu sefer soldan yumruk atarak yere düşürmüştü onu. Yere düştüğü gibi üstüne çıkarak tekrar yakalarına yapıştı. Onu kendine çekip kaşına isabet edecek şekilde yapıştırarak kafasının yere çarpmasını sağladı.

Ancak Yeonjun'un şu an aldığı darbelerin haddi hesabı yoktu.

Hele ki kendisi yerine Hyunjin'i seçmelerinden dolayı küçük yaşta yediği dayakların, tekmelerin üzerine hiçbir darbeyi tanımazdı.

Küçük bir kahkaha atarak gözleri gökyüzünü dolaştıktan sonra elleri hızlıca Hyunjin'in yüzünü bulup karşılık vermişti.

Hyunjin, tek kelime ile tüm güçlerini kaybetmiş gibiydi.

Sana ve babana...

Babana...

O da az önce Yeonjun gibi dudağını tutarak çocuğun üstünden kalktı ve kalktığı gibi Yeonjun'u yakalarından tutarak arabaya doğru sürüklemeye başladı.

Ortalık yerde insan dövmeye pek alışık değildi.

ARKADAŞLAR MERHABA EEEE ŞEY BEN DÖVMELİ KIRMALI BÖLÜM YAZAMIYORUM O YÜZDEN UMARIM BU BÖLÜMÜ KENDİNİZ KAFANIZDA AKSİYONLU HALE GETİRMİŞSİNİZDİR NASILSINIZ UMARIM İYİSİNİZDİR

bu arada korumaların nasıl çalıştığını anladınız mı

bir çeşit merdiven altı koruma okulu amk

sınır 50 oy 20 yorum

black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin