ÇAĞLAR ATAN
Kazandım!
Neredeyse bir saattir sistemin açılmasını beklemiştim ama değmişti, karşımda duruyordu işte. Kazanmıştım, astronomi okuyacaktım. Çocukluktan beri sığındığım gökyüzü artık benim işim olacaktı. Yerimde duramayacak kadar mutluydum. Hemen annemin yanına koştum. Mutfakta kek harcı yapmakla uğraşıyordu. Hafif sarımsı saçları gözünün önüne geliyordu. Annem pek kek kurabiye tarzı yemekleri beceremezdi. Ondan baya zorlanıyor gibi duruyordu.
"Anne kazandım!" dedim bağırarak. Korkutmuş olmalıyım ki elindeki kap yere düştü ve kek harcı her yere sıçradı. Bıkkınlıkla baktı yüzüme.
"Çağlar! Ne var annem ödümü kopardın?" dedi. Kızgınlık yoktu sesinde.
"Kazandım anne kazandım!" anlamasını bekledim. Birkaç saniye baktı sadece yüzüme, sonra hatırladı. Gözleri yavaşça açıldı.
"Sen ciddi misin?" ellerini ağzına götürdü ve koşarak bana sarıldı.
"Canım oğlum benim! Biliyordum başaracağını." Sesinde gurur vardı. Küçüklüğümden beri astronomi okuma isteğimi hep annem desteklemişti. Bana hayallerimin peşinden gitmemi söylemişti, kendimi şanslı hissederdim. Annem birden sarılmayı bıraktı ve unlu eliyle burnuma dokundu. Gıdıklanmıştım.
"Neredeydi bu okul? Hangi şehirde?"
"Antalya'da." Duraksadı, yüzündeki mutluluk yavaş yavaş soldu. Sebebini anlayamamıştım ama tahmin ediyordum.
"Endişelenme Zehra sultan. İzmir - Antalya arası ne kadardır ki? Sürekli gelirim ziyaretine." Ama sanırsam derdi bu değildi.
"Biliyorum oğlum biliyorum sürekli gelirsin de, mevzu başka." Meraklanmıştım.
"Nedir peki?"
"Biliyorsun ki baban Antalyada-" sözünü kestim.
"Hayır anne, aklından bir geçirme. O adamın adı dahi geçmeyecek demedim mi?" Annem yüzünü asmıştı.
"Oğlum biliyorum babana karşı sinirlisin. Bizi bırakıp gitti. Ama yine de o senin baban. Madem okulun Antalyada onunla birlikte kal. Sürünme yurtlarda."
"Ben o adi herif ve yanındaki iğrenç kadınla birlikte kalacağıma yurtlarda sürünürüm daha iyi!" Sesimde kızgınlık vardı.
"Hemen karar verme."
"Kararım kesin anne! Ben, seni, bizi aldatan bir adamın kanından olmaya utanırken sen nasıl bana yanında kalmamı söylersin?"
"Aradı geçen." Şimdi belli oluyordu bu konuyu neden açtığı.
"Ne dedi?"
"Seni özlemiş, 'biraz benimle kalsın olmaz mı?' dedi." Acı acı güldüm.
"Özlemiş beni, öyle mi? O zaman niye sınava girerken aramadı anne? Lise ikideyken kolumu kırmıştım, neden yanımda değildi? Neden?" Annemin iyice morali bozulmuştu, cevabı kendim verdim.
"Çünkü hayatı, bize bağlanamayacak kadar kıymetliydi." Hızlı adımlarla mutfaktan uzaklaştığımda annemin üzüntüsü belli oluyordu. Belki onun hiçbir suçu yoktu ama dayanamıyordum. Daha 14 yaşındaydım bizi bırakıp o rus kökenli kadına kaçtığında. Anneme yardımcı olmam gerekiyordu ve ben ufacıktım. Ailemin dağılmasına üzülemeden dik durmam gerekiyordu. Montumu aldım odamdan, ayakkabılarımı bağlarken annem geldi.
"Nereye gidiyorsun?"
"Ormana, biraz temiz havaya ihtiyacım var."
"Dikkatli ol Çağlar. Bu arada bence dediğimi bir düşün. Hem okulun için de gayet rahat olacak." Sinirim hala geçmemişti ama bunu anneme yansıtmak zorunda değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Astra
FantastikÇağlar ve Kıvılcım her şeyden habersiz, lisenin başından beri hayal ettikleri şatafatlı üniversite hayatlarına başlamak üzereyken, Astra onların bu hayallerini biraz daha süsleyecekti. Onları akıllarının almadığı bir maceraya sürükleyecek, uzun zama...