KIVILCIM ÜSTÜN
Hayal görüyordum.
Bu, kesinlikle bir hayaldi.
Aptal eski erkek arkadaşım peşimden İstanbul'dan kalkıp Antalya'ya gelmiş olamazdı, değil mi?
Elinde, sanki her şeyi çözeceğine inandığı papatyalar ile karşımda dikilirken bana doğru bir adım attı. Ayaklarım istemsizce geriye gitti.
"Eray?" Yutkunarak konuştum, şu an kendimde değildim.
"Efendim sevgilim?" Hayır, lütfen. Lütfen beni takıntı haline getirmiş olma. Duruşumu dikleştirdim, şaşkınlığı zor da olsa üzerimden atmam lazımdı.
"Ne işin var burada?"
"Seni görmeye geldim." Ellerimi bağladım, Beste sessiz bir şekilde bizi izlemek ile yetiniyordu.
"Eray, neden çocuk gibi davranıyorsun? Bitti lafının nesini anlamadın?" Elindeki çiçekleri hala bana uzatıyor, alacağımı düşünüyordu. Düşünmeye devam edebilirdi.
"Sanırım bitti kısmını." Bana doğru bir adım daha geldi, fark etmediğimi sanıyordu lakin aramızdaki mesafeyi git gide azalttığını görebiliyordum. Bakışımdaki sertliği yumuşatmadım lakin o bundan etkilenmedi, yaklaştıkça yaklaşıyordu.
O yaklaştıkça kendimi geri itiyordum, ta ki biri beni durdurana kadar. Omzuma ağırlık yapan bir kol fark ettiğimde, Çağlar'ın o tanıdık parfümünün kokusu etrafımı sardı.
"Kıvılcım, her şey yolunda mı?" Eray'ın az önceki yüz ifadesinden geriye eser kalmamıştı, yüzü asıktı. Uzattığı papatyaları geri çekip gözlerini Çağlar'ın kahverengi gözlerine kenetledi.
"Kıvılcım, bu kim?" Niye her şeyi bana soruyorlardı ki? Beste'nin olduğu yöne kafamı çevirip yardım dilenmeye hazırlanmıştım lakin sevgili arkadaşım en son bıraktığım yerde değildi. Süper, yedik ayvayı Kıvılcım.
Çağlar'ın yüzüne baktım, sinir veya benzeri bir duygu görmeyi bekliyordum. Lakin hiçbiri yoktu, duygusunu güzel saklıyordu. Zihnine girip ne yapmaya çalıştığını öğrenmek istedim.
"Lütfen, sakin kal. Okula sel bastırmanı istemiyorum."
"Sevgiline güven." Sesi aksini söylüyordu.
Eray hala sorgulayan ve sinirli bir yüzle Çağlar'a bakarken, Çağlar omzuma atmadığı koluyla ceketini düzeltti. Yutkunup elini Eray'a uzattı.
"Kusura bakma, tanışamadık. Ben Çağlar, Kıvılcım'ın erkek arkadaşıyım." Eray'ın tüm hayalleri birer birer yıkılırken, Çağlar bana bakıp pis bir gülüş sergiliyordu. Elindeki çiçekler yavaştan aşağı doğru gitmeye başladığında, geldiğindeki neşe solup gitmişti.
"Kıvılcım, doğru mu bu?" Yutkundum, bundan pişman değildim ve olmayacaktım da. Kendimden emin bir şekilde konuştum.
"Olsa bile artık seni ilgilendirmez Eray. Sana aramızdaki her şeyin bittiğini söylemiştim." Kaşlarını çatmaya başlamış, ellerini yumruk yapmıştı. Sinirleniyordu.
"Bu kadar kolay mı yerimi doldurmak? Bu kadar çabuk mu vazgeçtin benden?" Kendimi Çağlar'ın kolundan kurtardım, onunla uğraşması gereken kişi o değil, ben olmalıydım. Ona yanaştım, etrafımızdakilerin duymaması için fazla sesimi yükseltmedim ama sert bir ses tonu seçtim.
"Ben senden vazgeçeli aylar oluyor Eray. Hayallerimi hiçe saydığında, kendini benim önüme koyduğunda ve en önemlisi benim fikirlerime saygı duymadığına bitirdim seni. Beni aramaman için numaramı değiştirdim, senden uzağa ta ebesinin nikâhına geldim ama sen hala seni affedeceğime inanıyorsun, öyle mi?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Astra
FantasiÇağlar ve Kıvılcım her şeyden habersiz, lisenin başından beri hayal ettikleri şatafatlı üniversite hayatlarına başlamak üzereyken, Astra onların bu hayallerini biraz daha süsleyecekti. Onları akıllarının almadığı bir maceraya sürükleyecek, uzun zama...