Acı çekiyorum.
Kendimi öldürmek istiyorum,
Canım yansın istiyorum.
Eğer benim canım yanarsa,
Üzülüp, bana değer versinler istiyorum...
Hayatım boyunca görmediğim değeri,
Kendimi acındırarak göstermek istiyorum...Yoo Youngjae
Youngjae yavaşça gözlerini aralarken etrafında ona endişeyle bakan gözlerle karşılaştı. Gözlerini hepsinin üzerinde gezdirirken Daehyun’da durdu. Gördüğü şeyleri hatırlayınca yanağından bir damla yaş süzüldü ama ardından hıçkırarak ağlamaya başladı. Artık yüzünü kapatma gereksiniminde bulunmazken sadece Daehyun’a bakarak ağlarke onunla beraber odada bulunan Himchan, Yongguk ve Jun Hong sessizce ve şaşkınca onu izliyordu. Daehyun hızla yatağa oturup kollarını küçüğe dolarken ağlayan çocuğun saçlarını okşadı. Youngjae’de kollarını ona sararken onu sakinleştirmeye çalışıp kulağına fısıldadı
-Jae sorun ne? Neden ağlıyorsun?
Derken Jae karşılık olarak daha çok hıçkırırken Daehyun yan tarafında bulunan ikiliye baktı. Ne yapmam gerek dercesine dudaklarını onatırken ikisi de şaşkınlıkla ona bakıyordu. Youngjae birkaç dakika boyunca öyle dururken sonunda ayrılıp yataktan doğruldu. Daehyun onun ıslak yanaklarını silerken Youngjae ellerini birleştirip parmaklarıyla oynadı. Burnunu çekerek
-Yangın gününü hatırladım. Ne kadar işe yaramaz ve sorunlu olduğumu hatırladım.
Derken çenesi titredi. Tekrar bir ağlama krizine girecekken Daehyun onun çenesinden tutup başını kaldırdı. Yanaklarını okşayıp
-Jae senin bir suçun yok! Hepsini baban yaptı. Kendini suçlama artık, annen burada olsa böyle üzülmene kızmaz mıydı?
Derken onu yatıştırmayı düşünüyordu ama Youngjae başını çekip tekrar ellerine baktı. İç çekerek
-E-eğer o-o gün okulda k-kavga etmeseydim beni dövmeyecekti, a-annemde bana vurdu diye onunla tartışmayacak ve y-yangın çıkmayacaktı, a-annem ve S-sobin ö-ölmeyecekti. Hepsi benim s-suçum!
Diyerek elleriyle yüzünü kapatırken tekrar ağlama krizine girdi. Daehyun bir şey demeden ona sarılıp kendini rahatlatmasını beklerken Yongguk tepkisizce ona bakıyordu. Belki de kaçmasaydı o gün olanları engelleyebilirdi. Ne Youngjae bu halde olurdu ne de ailesi ölürdü. Youngjae’nin hıçkırıkları odada yankılanırken Yongguk daha fazla dayanamayıp kendini hızla dışarı attı. Himchan ancak şaşkınlığından kurtulurken doktoru çağırmayı akıl edebildi ve o da hızlıca odayı terk etti. Jun hong ayakta, ağlayan çocuğu izlerken Youngjae’nni yaşlı gözleri onu buldu. Yüzü küçük kardeşine ne de çok benziyordu. Daehyun Youngjae’nin baktığı yere bakınca durdu. Anlam veremeyerek ona bakarken Jun Hong sadece hissederek yatağa yönelip diğer tarafa oturdu ve gülümseyerek
-Bana da sarılabilirsin hyung!
Demesiyle Youngjae hızla ona sarıldı. Daehyun hala ne yapacağını bilmeden dururken Jun Hong gülümseyerek kollarındaki çocuğa sarıldı. Sanırım ne istediğini hissetmişti….
…....
Doktor seruma boşalttığı ikinci şırıngayla geri çekilip ağlamaktan yüzü şişmiş çocuğa baktı. Ne yaşamış olabilirdi ki bu kadar? Diye düşündü ama hızla yanında duran genç ikiliye döndü. Himchan’a bakıp-Hastane girişini gizli yaptık ama yakalanabiliriz o yüzden artık bana gerçeği söyleyin kim bu çocuk ve neden bu halde?
Derken kaşları çoktan çatılmıştı. Himchan yutkunup arkadaşına baktı ne cevap vereceğini tam kestiremese de susamazdı boğazını temizleyerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BİR KATİL
Fanfiction-İstediğimizi verene kadar burada otur o zaman. Elbet bir gün sıkılacaksın... ......... Tam gidecekken bileğini tutan çocukla durmak zorunda kaldı. Soğuk odada küçüğün titreyen sesini duydu. -Gitme! Korkuyorum! Derken tekrar ağlamak üzereydi. Daeh...