Yeni başlangıçlar her daim iyi değildir.
Kimisini mutlu ederken kimisini kafese kapatmaktan başka bir halta yaramaz.........
-Beni nereye götürüyorsunuz, lütfen bırakın be...
Lafının tamamlayamayan çocuk kendini aniden saf karanlıkta buldu. İçeriye sızan ışık demeti gözlerine hücum ederken yanında bulunan iki adam onu kolundan tutup duvara dayadı. Çocuk elinden geldiğince karşı çıkıp onlardan kurtulmaya çalışsada sonuç çocuğun ellerinin yukarıdan bağlanması ve ağzının bantlanmasıyla bitti. Sonunda çocuğu hareketsiz hale getirdiklerinde ikiside ayağa kalktı. Onu en başından beri tutan maskeli adam yanındakine döndü.
-Patron ben gelene kadar kimse ona dokunmasın dedi. O yüzden bir şey isterse umursamayın. Sonra başımıza bela olmasın.
Şimdi git adamlara söyle bir kişiyide kapıya dik. Git şimdi.Karşısındaki adam kafasını sallayıp karanlık odayı terk ederken. Gözüne hücum eden ışıktan dolayı gözünü açamayan çocuk sadece sesleri dinliyordu. Aniden yüzünü bir karaltı kaplarken yavaşça gözlerini araladı. Yine karşısında maskeli adam vardı ama onun sadece bir piyon olduğunu biliyordu. Adama gözlerini dikip bakınca adam alayla onu süzdü. İçinden onun zavallılığına üzülüyordu. Çünkü onun neler çekiceğini az biraz tahmin ediyordu. Kafasını iki yana sallayıp çocuğu tekrar süzdü. Alayla
-Patron senin gibi kimsesiz bir köpekte ne buluyor anlamadım gitti. Neyse uslu uslu otur. Başıma bela açma.
Diyerek odadan çıkıp kapıyı kilitledi. Kapı kapanınca tekrar etrafına bakan çocuk haala neden burada olduğunu kestiremiyordu. Bulunduğu yer de karanlıktı içeriye sadece küçük bir ışık sızlıyordu. O da resmen iki metrelik duvarda duran minik pencereden geliyordu. Onun dışında oda karanlık ve havasızdı. Kolları uyuşunca ellerini açmaya çalıştı, zorlamasına rağmem iplerin bileklerini kesmesinden başka hiçbir şey olmadı. İplere tekrar asılmayı denedi ve ip sonunda bileklerini kanatınca kıpıranmayı bıraktı. Neden burada olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. O kimseye zarar vermezdi aksine zararda görürdü ama şimdi neden buradaydı. Kendi halinde yaşayan sıradan biriydi.
O kim mi?
Onun adı Yoo Youngjae, daha 19 yaşında ve yanlız. Ailesini 18 yaşında yangında kaybetti ama yangından öncesini hiç hatırlamadı. Yangın neden çıkmıştı? Neden bir tek o kalmıştı da annesi, babası, kardeşi bütün ailesi ölmüştü? Yangından sonra sözde amcası onu ilk baş zorla alıkoysada sonra tek başına başka bir şehre götürüp yüzüstü bırakıp gitmişti? Kimsesi yoktu ne ailesi ne de arkadaşları. Sadece amaçsız gittiği bir okul vardı. O da amaçsızdı zaten.
....Yorgunluktan uyuyakalmış çocuk kapıdan gelen gürültüyle gözlerini açmaya çalıştı. Yorgunluğu onu daha çok uykunun kollarına çağırırken yanı başında duran adam yere eğilip çocukla aynı hizaya gelip çocuğun çenesini sıkıp uyanmasını sağladı. Youngjae gözlerini tamamen açıp kendine gelirken hemen karşısında duran iki yabancıyla olduğu yerde sıçradı. Hızla doğrulup bacaklarını topladı. Youngjae'yi uyandırmaya çalışan adam ayağa kalkıp kenara çekildi kısacası arkasındaki koca kabanına sarılmış olan adama yol verdi. Elinde sigarası uzun boylu, hafif kilolu orta yaşlarda olduğu belli olan adam sırıtarak yerdeki çocuğu süzüyordu. Sigarasınını bir kez daha içine çekip dumanını çocuğa doğru üfledi. Havasızlıktan bayılıcak dereceye gelmiş olan çocuk sigaranın etkisiyle bandın altından nefessiz kalırken birkaç kez öksürdü. Adam hiç konuşmadan çocuğu izlerken çocukta tepkizice ona bakıyordu. Adam en sonunda sıkılmış olacak ki yere eğilip çocuğun yüzüyle aynı hizaya geldi. Elini çocuğun yanağına koyunca çocuk ürperdi. Birinin ona dokunmasından nefret ederdi. Okulda bile biri ona dokunamazdı sırf bu yüzden. Başını diğer tarafa çevirip bağırmaya çalışsada bant buna izin vermedi. Adam keyfi yerine gelmişcesine güldü ve bu sefer çocuğun çenesini tutttu. Çocuk ayaklarını yerde sürüyüp adamı itmeye çalışsada adam ondan daha güçlüydü. Youngjae en sonunda dizini kaldırıp adamın karın boşluğa getirip onu üzerinden itti. Adam karşı yeri boylarken içeri iki kişi daha girdi. Odadaki ikisi kenara fırtılan adamı yerden kaldırırken gelen iki kişi bağlı olmasına rağmen Youngjae'yi tuttu. Biri ayağını çocuğun bacaklarına koyup bastırırken diğeri çocuğun bağlı ellerini tutup başını sabitledi. Yerdeki adam en sonunda ayağa kalktığında yüzündeki alaylı ifadeden eser yoktu. Hatta başını yere çarptığı için alnında küçük bir şişlik bile olmuştu. Adam yanındaki adamın kolunu çekip yerdeki çocuğun yanında bitti ve bağırarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BİR KATİL
Fanfiction-İstediğimizi verene kadar burada otur o zaman. Elbet bir gün sıkılacaksın... ......... Tam gidecekken bileğini tutan çocukla durmak zorunda kaldı. Soğuk odada küçüğün titreyen sesini duydu. -Gitme! Korkuyorum! Derken tekrar ağlamak üzereydi. Daeh...