LÜTFEN BU BÖLÜMÜ OKUMADAN ÖNCE YAYINLANAN SON İKİ BÖLÜMÜ TEKRAR OKUYUNUZ!
Namjoon Jin'e dönerken Jin elindeki telefondan kafasını kaldırmadan başını iki yana sallayıp onu onaylayarak karşılık verirken Daehyun ateş saçan gözlerini Ken'e dikti. Bunun sebebi onları basmış olması değil, Youngjae uyurken onu dudağından öpmesiydi. Daehyun aklına gelen görüntüyle iyice sinirlenirken Ken'in ona dönmesiyle aklından geçeni ikinci kez düşünmeden yanında oturan Youngjae'nin kolundan tutarak onu kendine çevirip herkesin içinde dudaklarına yapıştı.
İşte şimdi ödeşmişlerdi....
.....
Dün gece 02.36
(Youngjae, Jaeyoon'un ona tecavüz ettiği sahneyi yazmadım, bir bölüm önceydi. Umarım anlarsınız)
Youngjae ne duyduğunu bilmeden kafa sallarken Jaeyoon son hareketini yapıp zirveye ulaşarak Youngjae'nin içine boşaldı. Youngjae nefes nefese gevşeyen vücuduyla kendinden geçerken Jaeyooda yana devrilip Youngjae'nin yanına yatıp onu kendine çekti. Youngjae yorgunluktan kendinden geçmek üzereyken Jaeyoon onu göğsüne yatırıp kollarını onun beline sardı. Youngjae kıpırdamaksızın öyle dururken aniden açılan kapıyla ölü bakışlarını oraya çevirdi ve gördüğü manzarayla donakaldı. Çünkü kapıdaki sevgilisi olan Daehyun ve en yakın arkadaşı Jindi. Youngjae ne yapacağını bilemezken aniden Daehyun'un dudaklarından dökülen kelimelerle ağlamaklı oldu.
-Gerçekten de tam bir fahişesin!
.....
-HAYIR!
Youngjae korkuyla yatağından doğrulurken ay ışığının arsızca vote attığı odada yankılanan nefes seslerini duydu. Ne olmuştu? Gördüğü kabus muydu? Hızla yan tarafına dönerken yüzü ona dönük, yanakları aşağı sarkmış, yüz üstü uyumuş Daehyun'u görünce derin bir nefes aldı. Onun başında beklediği için uykusuz kalmıştı ve yüksek ihtimalle Youngjae'nin sesinden uyanmamıştı. Youngjae korkuyla nefes alırken titreyen eliyle üzerine attığı örtüyü kaldırıp yüz üstü uyuyan Daehyun'u uyandırmadan doğrulmaya çalışırken vücudu gördüğü rüyanın etkisiyle titriyordu. Rüya değil, kabustu! Jaeyoon onunla yatmıştı ve o kendini savunamadan her şey olup bitmişti sonra da Daehyun ve Jin onu görmüştü. Jung Daehyun ona fahişe demişti. Bu iğrenç kelime kalbini teklerken ısınan odanın havasından kurtulmak adına yataktan çıktı. Yatağının diğer tarafında uyuyan yorgun sevgilisinin çıplak omuzlarına yorganı çekip yavaşça odadan yavaşça çıkarken titreyen bacaklarını hizalamak için duvarlara tutundu. Titreyerek, kabusun etkisiyle merdivenlere yönelirken kalbi şiddetle çapıyordu. Jaeyoon'un ona yaptığı tacizi belki de Daehyun'a anlatmalıydı. Ona ne yaptığını, sonradan neler oluğunu söylemesi belki de ona bir şekilde yardım etmesini sağlardı. Youngjae bu düşünceyi aklından geçirirken aniden tuvalet kabininde Jaeyoon'un ona söylediklerini hatırlattı... Klozetin üstüne oturmuş Jaeyoon'un kucağında, çırılçıplak bir şekilde kurtulmak için debelenirken Jaeyoon'un kulağına fısıldadıklarını hatırladı. O kadar zavallısın ki, her adımın Daehyun'a bağlı. O olmazsa ölüceksin. Ne zavallıca. Utanmazsan kendi boynuna tasma takıp ucunu Daehyun'a verecek gibisin. Küçük, itaatkar bir köpeksin Youngjae!
Youngjae aklına gelen sözlerle ne yapacağını şaşırırken uyuyan Daehyun'u es geçip odasından çıktı. Kapıyı yavaşça arkasından kapatıp merdivenlere yönelirken aşağıda uyuyan Ken'in uyanık olup olmadığına baktı. Ken ile konuşursa kafası dağılabilirdi.
Kanın çekildiği, süt beyazı bacakları yavaşça merdivenlerden aşağı inerken görüş açısına elinde telefonla ilgilenen Ken girdi. Ken yattığı koltukta telefonla ilgilenirken Youngjae karanlık salonda yatan arkadaşının onu fark etmesi için boğazını temizlerken ona seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BİR KATİL
Fanfiction-İstediğimizi verene kadar burada otur o zaman. Elbet bir gün sıkılacaksın... ......... Tam gidecekken bileğini tutan çocukla durmak zorunda kaldı. Soğuk odada küçüğün titreyen sesini duydu. -Gitme! Korkuyorum! Derken tekrar ağlamak üzereydi. Daeh...