15 | Doktora Güvenmemelisin

22 8 31
                                    

"Hayır sana silahı vermeyeceğim."

Silahı geri çektim ve arkama doğru fırlattım.

"Peki ya neden?"

"Çünkü sana güvenmiyorum. O silahı bana karşı kullanmayacağının bir garantisi yok."

Tek kaşımı kaldırıp ona ciddi olduğunu düşündüğüm bir bakış attığımda gülmüştü.

"Her zaman böyle zekiydin Namjoon."

"Ne?"

" Her neyse. Anahtarın bir kopyası aşağı katlarda var. Bulabilirsen buradan içeri girersin."

Parmaklıklardan uzaklaştı ve yandaki kapının koluna elini koydu.

"Bana güvenmemen beni cidden üzdü Namjoon. Sana başarılar."

Kapıyı açıp içeri girdiğinde öylece orada kalakalmıştım. Beni tanıyor muydu?

Tekrar cevapları olmayan sorularla uğraştığımı fark ettiğimde kafamı iki yana salladım ve düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Sonra arkamı döndüm ve merdivenlerden inmeye başladım. O lanet anahtarı bulup şu kapıyı açmam gerekiyordu.

Aşağı katlardaki odalara tek tek girip içlerine bakarken oldukça yorulmuştum. En son girdiğim odada bir koltuğun üzerine oturdum ve dirseklerimi dizlerime dayayıp kafamı ellerimin arasına aldım.

"Nerede şu lanet anahtar?"

Saçlarımı karıştırıp tekrar ayağa kalktığımda odanın köşesindeki masada bir şeyin parladığını gördüm. Oraya gittiğimde parlayan şeyin anahtar olduğunu fark ettim.

"Sonunda!"

Anahtarı alıp yukarı kata çıktım ve hızla kapıyı açıp içeri girdim.  Doktorun girdiği kapıya doğru gittim. Fakat doktor zeki davranmış ve kapıyı arkasından kilitlemişti. Oradan giremeyeceğimi anladığımda diğer taraftaki kapıdan girdim.

Odada bir dürbün ve çevirmeli antika bir telefon vardı. Telefonun yanında bantla sabitli bir kağıda numara yazılmış olduğunu gördüğümde hemen telefonun ahizesini kaldırdım ve numarayı tuşlayıp beklemeye başladım.

Karşı apartmanın bir evinden gelen telefon çalma sesiyle başımı o tarafa çevirdim. Telefon açılmış ve camda bir adam belirmişti. Elindeki büyük kağıda bir şeyler yazmış ve bana doğru kağıdı yukarı kaldırmıştı.

" 2  0  1  8"

Dürbünle baktığım adamın korkunç bir sırıtışla bana baktığını görünce ödüm kopmuştu. Hızlıca silahıma sarılıp nişan aldım ve adamı tam kafasından vurdum. Adam yere düştüğünde evin ışıkları da sönmüştü. Hızlıca o odadan çıktım ve tek şifreli olan kapıya yani en üst kattaki kapıya gittim.

Şifreyi kapıya yazdığımda kapı açılmıştı. İçerisinin düşündüğümden daha aydınlık olması gözlerimi kapatmama sebep olmuştu. Bir elimi gözlerime siper edip oda içerisinde ilerlerken bir ses duymuştum.

"Hoşgeldin Namjoon."

Silahımı sesin geldiği yere doğru çevirdiğimde doktor kısa topuklı botlarının yerde çıkardığı sesle birlikte görüş alanıma girdi.

"Ben de seni bekliyordum."

"Ne istiyorsun?"

"Sadece seninle konuşmak istiyorum. Bazı sorularının cevaplarını ben verebilirim."

"Pekala..."

Bir süre düşündüğümde kafama en çok takılan soruyu sordum.

"Sen kimsin?"

"Benim kim olduğumu biliyorsun aslında."

"Sadece soruma cevap ver!"

Sinirle sesimi yükselttiğimde doktor tek hamlede yüzündeki maskeyi çıkardı ve saçlarını karıştırdı.

"Doktor Hoseok?"

"Evet benim. Beni hatırlamaman çok kırıcı. Son zamanlarında hep beraberdik."

Derin bir nefes vermişti.

" İyi misin? Namjoon?"

Flashback

"Doktor Hoseok hastanız uyandı!"

Hemşirenin cırtlak sesi beynimde yankılanırken başımın şiddetli ağrısının geçmesini diliyordum. Şu an istediğim tek kişi Hoseok Hyung'tı.

"Geldim."

Hoseok Hyung yanıma gelip elimi tuttuğunda dün akşam geçirdiğim sinir krizinin ona da zarar verdiğini görmüştüm. İnce zarif ellerinin üzerinde çizikler vardı.

"İyi misin Nam-"

"Bunları ben mi yaptım?"

Elini kastederek sorduğumda elini hemen çekmişti. Uzun doktor önlüğünün koluna elini gizlediğinde gözlerimin yandığını hissediyordum.

"H-hayır Namjoon sen yapmadın. Gerçekten. Dün bir kediyi seveyim derken oldu."

Zoraki bir şekilde gülümsediğinde benim için yalan söylediğini anlamıştım. Kafamı yastığa iyice gömüp göz yaşlarım akmasın diye diretirken fısıldamıştım.

"Özür dilerim J-Hope. "

" NAMJOON BENİ DUYUYOR MUSUN? "

" Ha? E-evet duyuyorum. "

" Seninle yaptığımız son terapiyi hatırlıyor musun?"

Flashback

"Bu ilaçlar seni daha iyi hissettirmeyecek Namjoon. Bundan daha fazlasını yapmana ihtiyacım var. Yemi modern terapilerimiz var. Bunları denemeni öneriyorum."

"Onlar nedir?"

"  Bu geçmişi unutmak için yaptığımız bir dizi alıştırma. Sahip olduğun tüm kötü hatıraları ve endişeleri unutmak için."

Kağıtla kaleme bir şeyler karamalayı durdurdu ve bana baktı.

"Kitaplarla ilgilenir misin Namjoon?"

"Bilmiyorum... Neden?"

"Senden bir şey denemeni istiyorum. Nasıl hissettiğin hakkında bir kitap yaz. Bunu yapabilir misin?"

" Yapabilirim. Deneyeceğim..."

Gözlerimi kocaman açıp ona baktığımda tebessüm etmişti.

"Gerçeklik ve hayali ayırt etmeyi öğrenmelisin Namjoon."

×××

Finale doğru işlerin çözülmesi gerekirken daha da karıştırdım sanırım nihahahaha

Neyse zaten çok kalmadı finale de

Okuyanlar oy verince bu yazar çok seviniyormuş öyle duydum ♡´・ᴗ・'♡

𝐜𝐫𝐲 𝐨𝐟 𝐟𝐞𝐚𝐫 | 𝐛𝐭𝐬  (✔) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin