Namjoon'un Hikayesi

39 7 52
                                    

"Kim Namjoon...

Yaşadığı olaylar karşısında fazla güçlü duramayan, kırılgan bir çocuktu.

Psikolojik destek almak için yanıma geldiğinde on dokuz yaşındaydı.

Onu buraya üvey kardeşi getirmişti. Bana abisinin sürekli depresyonda olduğundan eskisi gibi kimseyle konuşmadığından bahsetti. Bunun için endişelendiğini ve bu yüzden onu buraya getirdiğini söyledi.

Terapilere başladığımız ilk zamanlar oldukça zor geçmişti çünkü Namjoon oldukça inatçı davranıp iyileşmeyi kabul etmemişti. Durmadan içinde - onun tabiriyle - sıkışıp kaldığı tekerlekli sandalyesinden ve felçli bacaklarından şikayet ederdi. Bacaklarının onu değersizleştirdiğini, artık eskisi gibi olamayacağını söyler dururdu.

Bu fikirlerini değiştirmek için çok çabaladım fakat olmadı. Kendini değersiz hissetmeye o kadar alışmıştı ki bu lanet his artık ona yapışmıştı.

Bir süre bu şekilde devam ettik fakat karşılıklı konuşarak yaptığımız terapiler hiç bir işe yaramıyordu. Namjoon gittikçe dibe çekiliyor gibi hissediyordum. Eskisinden daha az uyuyor ve çok az yemek yiyordu. Ona neler olduğunu sorduğumda bana doğru eğilmiş ve kimsenin duymasını istemiyormuş gibi fısıldayarak konuşmaya başlamıştı.

"Çok yalnız hissediyorum.

Arkadaşlarımın beni terk etmesi umrumda değil fakat ailemin beni bırakıp gitmesi canımı yakıyor.

Beni sevselerdi bana destek olurlardı öyle değil mi? Buraya bir kez bile gelmediler. Annem bir kez bile arayıp nasıl olduğumu sormadı. Halbuki biz birbirimize bağlı bir aileydik. Her zaman birbirimize destek çıkardık. Ama böyle değil."

Akan göz yaşlarını silmiş ve devam etmişti. Sonunda bana hislerini anlatmaya başlamıştı ve bu tedavide ilerleme kaydettiğimizi gösterirdi.

" Kimse hayatımın nasıl gittiğini bilmiyor.

HİÇ KİMSE!

Kimseyle konuşmuyorum. Her şeyi içimde saklıyorum. İçimde patlayana kadar.

Ve bundan nefret ediyorum. Gerçekten nefret ediyorum."

Ben dedikleri hakkında notlar alırken odadan hızla çıkıp gitmişti.

Bazı şeylerin iyiye gittiğini düşünsem de öyle olmadı. Sinir krizleri geçirmeye, etrafındakilere zarar vermeye başlamıştı. Durumu gittikçe kötüye gidiyordu ve bunun nedeninin sadece felç kalmasına neden olan kaza olduğunu düşünmüyordum. Namjoon'un çocukluğundan beri gelen korkuları, travmaları olmalıydı.

Önceleri onunla konuşarak bana geçmişini anlatmasını istemiştim. Oldukça sıradan ve kolay gözüken bir istekti bana göre. Fakat işler düşündüğüm gibi gitmemiş hatta daha da sarpa sarmıştı.

'Kara gün' olarak bahsettiği olaydan - yani felç kalmasına neden olan kazadan- önce yaşanan olaylar ciddi yaralar bırakmıştı bu kırılgan gencin kalbinde. Fakat ondan önce yaşananları anlatmayı asla kabul etmiyordu.

Geçmişi hakkında söylediği bir tek şey vardı.

"Depresyon ve anksiyete hayatımı kontrol ediyordu. "

'Kara gün' ve öncesi yüzünden yaşadığı tüm travmayı kafasından çıkarmak için tüm duygularını ve kaygıları hakkında bir kitap yazmasını önerdim.

Odamda bulunan ve hiç kullanmadığım gri kaplı defteri ona verdim ve bundan sonraki günlerde bu defteri doldurmasını söyledim.

Bu yöntem oldukça işe yarıyordu. Namjoon içinde yaşadığı karmaşayı kimseye anlatamasa bile defterine yazıyordu ve bu onun bir nebze bile olsa rahatlamasını sağlıyordu.

𝐜𝐫𝐲 𝐨𝐟 𝐟𝐞𝐚𝐫 | 𝐛𝐭𝐬  (✔) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin