Ona bir daha mesaj atmayacaktım. Ona kesinlikle bir daha mesaj atmayacaktım. Sevgimi hor gören biri için bu kadar çabalamam bile mantıksızdı. Ona olan hislerimden vazgeçmeli, yoluma devam etmeliydim. Herkes sevilmeye, iyileştirilmeye layıktı. Ama Atalay bunu kendisi istemiyorsa onun üstüne gitmem benim aptallığım olurdu.
Kulağımdaki kulaklıktan 'Geçmiş değil bugün gibi. Yaşıyorum hala seni." sözleri yükseldiğinde kulaklığıma sinirlenip kulağımdan çıkardım hırsla. Cansız eşyaya sinirlenmeyen de ne biliyim yani...
Matematik hocasıyla göz göze geldiğimde kulaklığımı çaktırmadan sıranın altına koyacaktım ama "Ver sen onu ver..." demişti. Üzülerek kulaklığıma baktım ve onu hocanın ellerine bıraktım. Artık kendime yeni bir kulaklık olmam gerekiyordu çünkü Matematik hocasının eline geçen bir kulaklık bir daha asla geri dönememişti.
Masum kulaklığımı hocanın zalim ellerine bıraktıktan yaklaşık on beş dakika sonra zil çalmıştı. Hemen kantine koşarak Atalay'ın bir yerlerden çıkmasını bekledim. Evet onu sevmemeye karar vermiştim ama birini sevmek karar verilince bırakılan bir şey değildi. Sonuçta ben onu altı ay görmemiş ama yine de sevebilmiştim. Bu da demek oluyordu ki işim çok zor olacaktı.
Sonunda Atalay kantinden içeri girmişti. Gözaltları hatta gözünün teki bile mordu. Anlaşılan dünkü 'umarım karşındaki kişi götünle gözünün yerini değiştir' duam kabul olmuştu. Hayır Allah'ım tuta tuta bu mu tuttu cidden?
Gözlerimi ondan çekecektim ki o bakışlarını bana çevirdi. Gülümsedi. Bana. Hayal miydi yoksa Atalay bana gerçekten gülümsemiş miydi?
Ona kaşlarımı çatarak baktığımda kafasını yere eğip güldü ve bana doğru gelmeye başladı? Lan içimden besmele çeksem geri kaçar mıydı acaba? Saçmalama Buğlem, şeytan mı bu çocuk?
Belki de.
"Buğlem..." diyip yanıma oturdu. "Güzel isim. Anlamı ne?"
"Bilmiyorum." dediğimde bakışlarının odağı bendim. Bu çocuğa neler olmuştu böyle? Neden birden benimle ilgilenmeye başlamıştı, anlamıyordum. Eskiden göz göze bile gelmezdik. Şimdi ise onunla böyle konuşabiliyordum.
"Atalay."
"Efendim?"
"Amacın ne?"
"Ne amacı?"
"Neden benimle konuşuyorsun?" dediğimde bakışları derinleşti. Bir an boğuluyorum sanmıştım o bana böyle güzel bakarken. Zor da olsa bakışlarımı ondan çektim ve önüme baktım.
"Belki de ilgimi çektin."
"Başta beni gazetedeki haberleri yapmakla suçladın. Sonra sana mesaj attığımı söyledin. Şimdi de ilgini çektiğimi söylüyorsun. Güzel oyunmuş. Kimin fikriydi?" dediğimde güldüğünü duymuştum.
LAN KALBİM HALA HAYATTA MISIN? SES VER, ALOO!
"Başta öyle sanmıştım. Çünkü hep olmaman gereken yerdeydin. Şimdi de tam olması gereken yerdesin."
Bakışlarımı ona çevirdim. "Ne demek istiyorsun?"
"Dürüst olmak gerekirse biri tarafından saçma sapan mesajlara maruz kalıyordum. Ve o kişinin sen olduğunu sandım."
Atalay, o kişi benim.
"İşim gücüm yok sana mesaj mı atacağım?" diye çemkirdiğimde eliyle saçlarını karıştırdı. "Sen değilsin ama o kişi bana güzel bir şey farkettirdi."
Soru işareti dolu gözlerimle ona baktığımda gülümsedi. "Seni."
Başta zaman yavaşlamış gibi gelse de Atalay'ın nasıl biri olduğu aklıma geldiğinde kahkaha attım. "Beni sevdiğini mi söylüyorsun?"
"Hayır. Hoşuma gittiğini söylüyorum." Ona tekerlek görmüş tavşan gibi baktığımı fark etmiş olacak ki konuşmasına devam etti. "Deli dolu tavırların, çemkirmelerin, kantin sırasındaki o halin ya da şu an duyduğum kalp atışların... hoşuma gidiyor."
Ona öylece bakarken bir hıçkırık kaçtı dudaklarımın arasından. Gereğinden fazla heyecanlandığımda hıçkırık tuttuğunu söylemiş miydim?
Bana bakıp güldüğünde kaşlarımı çattım. Ciddi miydi? Sonunda sesimi bulduğumda bana bakan suratına baktım. "Biliyor musun Atalay? İki gün takılıp sonra kenara atacağın bir kız değilim. Sana asla güvenmem. Bu yüzden beni rahat bırak."
Oradan kalkıp kaçtığımda kendimi kızlar tuvaletine attım ve deli gibi ağlamaya başladım. Ben onun iyileşmesini, kötülük yapmamasını istedikçe o her gün kendine yeni bir kurban seçiyordu. O kurbanlardan biri değil, kalbini saran kişi olmak istiyordum.
Ayrıca bir de benim anonim olduğumu öğrenirse ne düşüneceği vardı. Anonim olmak sadece onun beni fark etmesini sağlamıştı ama istediğim şekilde değil. O beni sadece takılacağı biri sanmıştı ama bu konuda oldukça büyük bir yanılgıya uğramıştı. Bu yüzden gözyaşlarımı sildim ve kendime geldim. Ona kendimi sevdirmeli ve kalbini iyileştirmeliydim. Çünkü ben yapmazsam bunu kimse yapmazdı.
Ve ben Atalay'ın bu dünyaya kırık kalmasını istemeyen biriydim.
###
şey ehehehe
Atalay'ın amacı ne? dın dın dın (gerilim müziği)
Buğlem bu amaca karşı gelebilecek mi? dın dın dın
ay dın dın dın yazınca ciddiyetim kaçtı ckalejlwjd neyse görüşürüz sizi seviyom <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beni kendinden kurtar | texting
Historia CortaAnonim: İzmir'den kalktı tren Anonim: Ankara'da yaptı fren Anonim: Bu mesaja cevap vermeyen Anonim: Ya pezevenk ya da götveren *