beni kendinden kurtar | texting

2.3

Atalay'ın benimle ilgilenmeye başlaması planladığım bir şey değildi, kabul ediyorum. Ona sadece anonimden yazacak ve hislerimi bilmesini sağlayacaktım. Ama şimdi olaylar rayından çıkmıştı. O, ondan nefret ettiğimi düşünüyor ve ayrıca da anonim benden de nefret ediyordu. Yani kısacası sıçtım, sıva yapıyordum.

Şimdiyse karşımda Atalay varken ve bakışlarını durmadan bana değdirirken yemek yemek oldukça zordu. Kantinde bir masa ötemde oturuyordu. Neredeyse kalkıp 'simit var poğaça var ne bakıyon lan?' diyecektim ona. Ama bu isteğimi kalbim bastırıyor ve bana 'Zaten yeterince yanlış anlaşılmadın mı? Biraz rahat dur.' diyordu.

Evet normalde bunu mantığımın söylemesi gerekiyordu ama benim mantığım kalbimden daha deliydi.

Göz göze geldiğimizde bana göz kırptı ve yarım ağız gülümsedi. Normalde şu an eriyip bitmem gerekiyordu ama hislerimi belli edemezdim. Ona öpücük atıp 'Yavrum baban nereli? Nereden bu kaşın gözün temeli?' deme isteğimi bastırdım ve elimdeki bıçağı gösterdim. Korkmuş gibi yapıp avucunun içiyle ağzını kapattı. Kafamı başka tarafa çevirip çaktırmadan güldüm. Sonra kaşlarımı çatmış bir şekilde ona geri döndüm. Ama geri döndüğümde Atalay bir masa ötemde değil tam karşımdaydı.

"Uzaktan bana sevgi sözcükleri söylemen zor olur, diye düşündüm." diyip elindeki yemek tepsisiyle karşımdaki sandalyeye oturdu. Şaşkınlıkla ona bakarken o yemek yemeye devam etti.

"Sana bıçak gösterdim ve sen sevgi sözcüğü olarak mı anladın?" Yanağındaki gamzeyi belli ede ede güldüğünde suratımı avuçlarımın arasına alıp onu izleme isteğim gelmişti.

"Yani bıçakla beni öldürmeyeceğine göre?"

"Aslında tam da 'seni öldürürüm' demek istemiştim."

"Korktum bak şimdi. Napsak?"

"Bence git sen." dediğimde kafasını onaylamazcasına salladı. "Şu an Furkan iti sana bakarken mi?" Gözlerini bana çevirdiğinde, gözlerim etrafta bana bakan  birini aradı. Çünkü o meşhur Furkan'ı deli gibi merak ediyordum.

"Furkan kim? Ne diyorsun?"

"Boşuna bakınma. Tam arkanda." Arkamı döndüm ve Furkan olduğunu tahmin ettiğim kişiyle göz göze geldim. Bakışlarının altında bir şeytan yatıyormuş gibi bakıyordu. Ona bakmak beni gerdiğinden hemen Atalay'a geri döndüm. Furkan'ın aksine güven veren bakışlarıyla bana bakıyordu. "O kim?"

"İtin teki."

"Neden öyle dedin?"

"İt çünkü."

"Çok açıklayıcı oldu," diyip gözlerimi devirdim. Cidden Furkan'ın kim olduğunu merak ediyordum ama Atalay bana bu konuda net cevap verecek gibi durmuyordu.

Gözlerimi önümdeki yemekten alıp Atalay'a çevirdim. Yemeğini yiyordu ve arada gözleri arkamdaki Furkan'a kaydığında bakışları korkunç bir hal alıyordu. Demek anonim kimliğimin  işbirliği yaptığını sandığı Furkan buydu. Onun hakkında bilgi almak için daha sonra gazetecelik kulübüne uğrayacaktım.

Şimdi ise Atalay'la yemek yemenin tadını çıkartma vaktiydi.

*

"Kanka 'Furkan' diye bir çocuk diyorum. Nasıl bulamazsın ya?" dediğimde Mete beni fazla umursamadan önündeki yeni haberlerle ilgilenmeye devam etti. Furkan hakkında bilgi alabilmek için Mete'nin yanına gelmiştim ama Mete bana hiç de yardımcı olmuyordu.

"Kızım sen bu okulda kaç tane 'Furkan' var, biliyor musun? Soyadını da bilmiyorsun, hangi sınıfta olduğunu da." dediğinde oflayarak bakışlarımı ondan çektim. "Sanki tüm Furkanlar'ın Atalay'la arası bozuk?"

"Atalay mı dedin sen?"

"Evet." Mete bana gözleri parıldıya parıldıya baktığında sonunda gereken ipucunu verdiğimi anladım. "Atalay dedim. Furkan'la ilgili bir şey mi söyleyeceksin?"

"Furkan, Atalay'ın üvey kardeşi ama araları pek iyi değil." Mete umursamazca bunları söylediğinde hemen yanındaki sandalyeye oturdum. "Neden iyi değilmiş araları?"

"Ne bileyim ben be? Atalaylar'ın evde mi kalıyorum?" Mete, bana çıkışmasının ardından iki saniye geçtikten sonra tekrar konuştu. Mete, dedikoduya asla dayanamazdı.  "Atalay'ın babasıyla, Furkan'ın annesi evli ya hani... şirketleri birleştirdiler. İşte o şirketin başına Atalay geçecekmiş sanırım. Furkan da bunu istemiyormuş. Bir de benden duymuş olma ama..." diyip kulağıma eğildi. "Furkan, Atalay'ın kafes dövüşüne çıktığını gazeteden öğrenmiş ve Atalay'ı tehdit ediyormuş."