13.BÖLÜM.

7.4K 914 189
                                    

Yorumlarımızı unutmuyoruz:)

|Kaktüs ve Papatya|

Elim tekrar rehberde babamın numarasına gitti. Az önce annemi aramış olmama rağmen açmamıştı. Oysa telefonu hep sesli de olur ve aramalarının hepsini duyardı.

Babamın numarasının üzerine tıkladım ve kulağıma götürürken gözlerimi kapattım. Hastaneye gidecektim iki gün sonra ve yanımda ailemden birisi olsun istiyordum. Tek başıma bununla savaşamazdım, yapamazdım. Yanımda birisi olmalıydı.

"Tamer Bey'in telefonu, buyrun?" Kaşlarım çatılırken oturduğum yerde biraz daha doğruldum.

Bu ses hiç de tanıdık değildi.

"Babamla görüşecektim?"

Karşı taraftan hafif bir gülüş sesi geldi. Kaşlarım çatılmıştı. Bu kimdi Allah aşkına?

"Üzgünüm, ben Tamer Bey'in yeni sekreteriyim. Tanıyamadım o yüzden."

"Babamla görüşmek istiyorum. Ayrıca babamın telefonunun sekreterinde işi ne?" Sesim biraz sert çıkmıştı elimde olmadan. Sanırım eski sekreteri değişmişti ama hiçbir sekreteri babamın telefonunu açmazdı. Sadece odasına telefon bağlardı, o kadar.

"Bekleyin lütfen, götürüyorum telefonu." dedikten sonra telefonun diğer ucundan birkaç hışırtı geldi. Sorumu es geçmişti. Deli gibi merak ediyor olsam da bunu şu an önemsemedim.

"Beray?" Telefonun diğer ucundan gelen babamın sesiyle derin bir nefes verdim. Gözlerimi kapatırken yanağımdan birkaç damla yaş süzülmüştü bile.

"Baba?"

"Bir şey mi söyleyeceksin?" diye sordu. Ne kadarda tahammül edemiyordu benimle konuşmaya... Anlayamıyordum, gerçekten anlayamıyorum benden neden bu kadar nefret ediyorlardı?

"Evet."

"Söyle. İşlerim var." Gözlerimi devirirken bakışlarımı parmağımın üzerine indirdim.

"Ben..." Durdum. Üzülür müydü acaba kanser olduğumu söylediğimde? Biraz olsun içi acır mıydı?

"Beray seni bekleyemem, para mı isteyeceksin yine?" diye sorduğunda sinirden telefonu biraz daha sıkı tuttum.

"BENİM AMACIM HİÇBİR ZAMAN PARA OLMADI!? BUNU GÖREMEYECEK KADAR KÖR MÜSÜNÜZ?!"

Dayanamadım. Artık dayanamadım. Dudaklarımın arasından çıkan oldukça yüksek sesim beni bile irkiltmişti.

"Sen tonuna dikkat et Beray!" Babam da bana bağırdığında tekrardan hızlıca süzülmeye başlamıştı yaşlar yanaklarımdan.

"Benden neden bu kadar nefret ettiğinizi anlayamıyorum... Senin istediğin bölümü okumadığım için mi sevmiyorsun beni baba?" Sesim titredi. Babamdan derin bir nefes yükselmişti. "Günlerdir size anlatmak istediğim bir şey var. Bana hiç fırsat vermediniz. Tek sorunumu para olarak gördünüz. Paranın canı  cehenneme! Hiçbir zaman seni para istemek için aramadım ben!" Ses tonum biraz azaldı. Burnumu çekerken fısıldadım.  "Ben lösemiyim baba."

Babamdan gelen nefes sesi durdu bir anlığına. Gözlerimi kapatırken dudaklarımın arasından bir hıçkırık yükseldi. 

"Belki öldüğümde biraz olsun içiniz acır. Artık sizi hiçbir şey için aramayacağım. Hastaneye kemoterapi almak için gittiğimde yanımda olmanızı istemiştim sadece. Yalnız olmak istemedim ama madem beni istemiyorsunuz, ben de artık sizi istemiyorum. Güle güle işine devam edebilirsin şimdi." Telefonu suratına kapattım ve ardından telefonumu tamamen kapatarak bir kenara koydum. Başım dizlerime düşerken hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım yine.

Tüm hayatım boyunca yalnız olmaya mahkumdum galiba.

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi... Dinlendikçe susması, düşündükçe susması... Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi...
-Özdemir Asaf.

Sevgilerle.
🌼🌵

kaktüs ve papatya ↬ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin