Yorumlarımızı unutmayalım:)
|Kaktüs ve Papatya|
"Baban durmadan arıyor." dedi Alkım, gözünün önünde duran telefonuma bakarken. Başımı araba camına yasladıktan sonra derin bir nefes aldım.
"Arasın." dedim sessizce. Her ne kadar umursamıyor gibi durmaya çalışsam da onlara karşı çok kırgındım. "Açmayacağım."
"Ne yaptılar sana bu kadar?" diye sordu meraklı bir sesle. "Telefonlarını açmayacak kadar çok kırmışlar seni. Şu an altmış yedi cevapsız çağrı var ve hepsi annen ile babandan."
"Onları aradım. Beni dinlemediler. Babam her arayışımda onu para için arıyorum sandı. Beni hiç dinlemediler Alkım. Hiç umursamadılar. Hiç sevmediler de sanırım." Hüzünlü çıkan sesimle elimin üzerine koydu elini. Bakışlarımı ona çevirdim.
"Her anne baba evladını sever, güzelim. Sadece herkes diğer anne babalar kadar ilgili olmuyor. Eğer seni sevmeseler bu kadar aramazlardı. Böyle düşünüp üzme kendini." dedi samimi bir sesle.
Gülümsedim.
"Yine de açmayacağım." dediğimde o da gülümsedi hafifçe.
"Açma."
Arabayı durdurduğunda bakışlarımı cama çevirdim tekrar. Kendi evime gelmiştik. Ormanda kaldığım kulübenin ardından, tekrar kendi evime gelmek bana değişik hissettirmişti.
"Yarın sabah, seni almaya geleceğim. Sakın gitme tek başına." dedi ciddi bir sesle. Başımı salladım.
"Sen de gelmek istemez misin?" Bu sorduğum soruya ben bile şaşırmıştım. Hiç düşünmeden çıkmıştı dudaklarımdan kelimeler.
Bakışlarımı ona çevirdim. O da bana bakıyordu şaşkın şaşkın. Güldüm.
"Bakma öyle. Sadece seni daha fazla tanımak istiyorum." dediğimde sırıttı.
"Ben gelirim de,sen rahatsız olmaz mısın? Yani benden rahatsız olmanı istemiyorum elbet ama beni doğru düzgün tanımıyorsun." dedikten sonra derin bir nefes verdi. "Eğer biraz cesaretli olsaydım daha öncesinde çıkmıştım karşına ama işte..." dedi bakışlarını önüne çevirirken.
Bu sefer ben elimi onu onun elinin üzerine koydum. Bakışları bana döndü. Heyecanlanmıştı sanki.
"Sonuçta şu an buradasın ve ben de seni tanımak istiyorum." dediğimde gülümsedi büyükçe.
"Tamam, geliyim o zaman." dediğinde başımı sallayarak arabadan indim.
Apartmana girişimiz, asansöre binişimiz çok sessiz gerçekleşmişti. İkimiz de çekiniyorduk sanırım biraz. Daha doğrusu ben çekiyordum ondan. O ise beni daha fazla utandırmamak için sessiz kalıyor olmalıydı.
Asansör durdu. Yine sessiz adımlarla kapımın önüne kadar ilerledik. Her şey o kadar sessizdi ki, sanki tek başıma gelmiştim evime.
Kapıyı açtıktan sonra ayakkabılarımı çıkartıp eve girdim ve kenara çekilerek onun da girmesini bekledim.
"Daha kapıyı açar açmaz aşık olduğum kokun doldu burnuma." dedi hayran hayran. "İçeride kalpten gideceğim sanırım."
İçeriye girerken yakınımda durdu biraz. Gözlerimin içerisine bakarken gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaktüs ve papatya ↬ texting
Chick-Lit[tamamlandı] 05**: Bir daha ağlama, tamam mı? Çünkü, Sen gül diye herkesi ağlatabilirim ama sen ağlarsan bütün savaşları kaybederiz. kapak tasarımı: japoncivciv