Yorumlarımızı unutmayalım :)
Bölüm şarkısı: Sen Kal Ölene Kadar-Seksendört.
Okurken dinlemenizi tavsiye ediyorum:')
|Kaktüs ve Papatya|
Zaman çok hızlıydı.
Her şey o kadar çabuk oldu ki, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım bile.
Kemoterapi alışımın üzerinden birkaç hafta geçti. Tam olarak saymadım ama tahminimce üçüncü haftamı doldurmuştum.
Alkım, karşımda koltuğa oturmuş, ayaklarını sehpaya uzatmış uyuyordu. Gülümsedim ona bakarken. Her bakışımda olduğu gibi içim ısındı.
Sanırım ben bu zaman içerisinde ona aşık olmuştum. Bunu henüz ona söylememiştim ama söylediğimde çok sevineceğinden emindim.
Her şeye çabuk bağlanan birisiydim ve beni bu denli seven insana karşı yoğun duygular hissetmeye başlamam çok normaldi.
Bu üç haftadır saçım az az dökülmeye başlamıştı ama tamamını kaybetmemiştim saçlarımın. Her geçen gün uyandığımda yastığımın üzerinde onlarca saç tanesi görmek beni derin bir hüzüne itiyordu.
Bu süre içerisinde annem ve babam gelmişti evime. Annem çok ağlamıştı, defalarca kez özür dilemişti telefonlarımı açmadıkları için. İşleri çok yoğun olduğu için ilgilenememişler benimle, öyle söylemişti.
Ama babam... Onu hiç ağlarken görmemiştim hayatım boyunca. Geldiklerinde fark etmiştim, gözleri kıpkırmızıydı ama yanımda hiç ağlamamıştı.
Onlar burada olan bir başka evimize gitmişlerdi. Evde tek başıma kalmak istediğimi söylediğimde çok şiddetli bir şekilde karşı çıkmışlardı ama benim kararımın kesin olduğunu gördüklerinde diğer evimize gitmişlerdi.
Dün, babam ve doktorun konuştuğunu duydum. Hala tam olarak algılayamadım ama bunu Alkım'a da söyleyemedim.
"Beray'ın bedeni kemoterapiye yanıt vermiyor..." demişti dün doktor. Anladığım kadarıyla kemoterapi ile iyileşemeyecektim. Boşuna dökülüyordu saçlarım, boşuna acı çekiyordu bedenim. "Kemik iliği için sizden örnek almamız gerekiyor." dedi bir de doktor. Ondan sonrasını dinlemeden gittim oradan.
Bedenim artık fazla acıyı kaldıramadığı için ağlayamadım hiç. Gözyaşlarım kurumuştu sanki.
Veya ağlasam da bir şeylerin değişmeyeceğinin farkına varmıştım.
Alkım'a iyiymişim gibi davranıyordum. Hiçbir sorunum yokmuş gibi. Haftalardır tek bir damla yaş dökmediğime o da şaşırıyordu ama iyileştiğimi düşündüğü için ne kadar mutlu olduğunu görebiliyordum.
Oysa ben her şeyin farkındaydım. Bedenim çok kötü durumdaydı. Fazla zayıflamıştım, rüzgar esse uçacak durumdaydım. Alkım bunu, kemoterapinin iştahsızlık yapmış olabileceğine bağlıyordu ama öyle olmadığını da biliyordum.
Bedenimde hiç güç kalmamıştı. Sürekli kendimi çok yorgun hissediyordum. Ayağa kalktığım an bile dermanım kalmayacak durumdaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaktüs ve papatya ↬ texting
ChickLit[tamamlandı] 05**: Bir daha ağlama, tamam mı? Çünkü, Sen gül diye herkesi ağlatabilirim ama sen ağlarsan bütün savaşları kaybederiz. kapak tasarımı: japoncivciv