𝟒

412 59 45
                                    

Gözlerimi oldukça ağır bir şekilde açtım. Başım tam anlamıyla çatlıyordu. Başucumdaki telefonumdan saate baktım. 12 olmasına az bir zaman kalmıştı. Gökyüzündeki gri bulutlar yağmur yağacağının belirtisiydi. Doğrulup, yatağımdan kalktım.

Ayaklarımı sürüyerek tuvalete gittim. Dün eve geldiğimizde saat 4 civarlardarındaydı. O saatte, yarı sarhoş bir halde makyajımı temizlemek en az umursadığım şey bile değildi.

Yüzüm mahvolmuş haldeydi. Yüzümdeki her türlü boya birbirine karışmış, morarmış göz altlarım ile garip bir uyum oluşturmuştu. Soğuk suyla yüzümü yıkayıp, makyajımı temizledim.

Oldukça basit bir şekilde saçlarımı toplayıp, kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa ilerledim. Şu an istediğim tek şey bir an önce bir şeyler yiyip, ağrı kesici içmekti.

Karin evde değildi, nerede olduğu hakkında da en ufak bir fikrim yoktu. Ama önemli bir şey olsaydı bir şekilde bana haber vereceğini bildiğimden rahattım.

Bir yanda ekmekler kızarıyor, diğer yanda da yumurtalar pişiyordu. Her sabah yaptığım gibi kahve demlemeye karar vermiştim.

Kahveyi seviyordum. Zihnimin açılmasını sağlıyor, düşüncelerimi netleştiriyordu. Öyle ki artık sabah uyanır uyanmaz kahve içmeden kendime gelemiyordum.

Masayı kurup, kahvaltılıkları masaya götürmeye başladım. Kapıdan gelen anahtar sesi Karin'in geldiğini gösteriyordu. İçeri girdiğinde, elindeki poşetten gelen taze çörek kokusu yüzümü gülümsetmişti. 

"Selam" elindeki poşeti kaldırarak konuştu. "Fırından çörek aldım. Soğutmadan yiyelim."

Karin'in ellerini yıkamasının ardından masaya oturmuştuk. 

"Nasılsın?"

Gülümseyerek cevapladım.

"Akşamdan kalmış gibi. Başım fena halde ağrıyor."

"Dolapta ağrı kesici olmalı, kahvaltıdan sonra içersin."

Ağrı kesici içmiş, ödevlerimi yapıyordum. Oldukça uzun bir Anayasa Hukuku ödevim vardı ve beni uzun süre oyalayacak gibi görünüyordu. Telefonuma gelen bildirim ile kafamı bilgisayarımdan kaldırdım. Kısa bir ara iyi olabilirdi.

Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti. Kim olabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu, bu nedenle çok beklemeden bildirime tıkladım.

Bilinmeyen Numara:
Merhaba Aedin, ben Kim Woojin.
Numaranı dün vermiştin, umarım
hatırlıyorsundur.

Mesaja karşı yüzümü ekşittim. Kim Woojin'de kimdi? Ayrıca dün kimseye numaramı vermemiştim.

Aedin:
Numaramı benim verdiğinden emin
misiniz? Dün kimseye numaramı
verdiğimi hatırlamıyorum.

Bilinmeyen Numara:
Biliyorsun, dün herkes çok içti.
Unutmuş olmalısın.

Kolay kolay sarhoş olmazdım. Ve dün sarhoş olmadığıma emindim. Bu işte kesinlikle bir terslik vardı.

Numaramı Karin vermiş olabilirdi, ona sormak şu an yapılacak en mantıklı şeydi. Karin'e seslendim.

"Karin, müsaitsen gelebilir misin?"

Kısa süre sonra yanıma gelen Karin'e durumu açıklamaya çalıştım.

"Karin, dün herhangi birine numaramı verdin mi?"

smoke • Watanabe HarutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin