𝟐𝟓

182 26 8
                                    

Sabah alarm niyetine çalan telefonumla uyanmıştım. En azından 5 dakikadır çalıyordu ve bu sinirlerimi bozmak için yeterliydi.

Uykuma inanılmaz düşkündüm ve bunun gibi bir durum sinirlerimi tepetaklak etmek için oldukça yeterliydi.

Neredeyse tamamen iyileşmiştim ve bu mutluluk vericiydi, hasta olunca üstümde olan ağır histen nefret ediyordum.

Kendime beni idare etmesi için bir şeyler hazırladım. Bugün önemliydi.

Karin'in debut programları sonunda başlamıştı.  Bu beni de onun kadar mutlu ediyordu. Tüm süreç boyunca onun yanındaydım, nasıl mutlu olmayabilirdim ki? Bu nedenle tabiki ona destek olmaya gidecektim. Pek bir fikrim olmasa da bugün çıkışları için fotoğraf çekimleri vs yapılacağını duymuştum.

Üzerime kısa kollu, baskılı bir tişört ve açık mavi taşlanmış kot pantolonumu giydim.

Saçlarımı yukarıdan at kuyruğu yapıp, çantamı yanıma aldım. Evden çıkmaya hazırdım.

Buraya gelmek pek kolay olmamıştı. Daha önce gelmediğim bir bölgedeydi ayrıca toplu taşıma kullanmam gerekmişti. Gelirken birkaç kez kaybolmam oldukça normaldi.

Ancak sonunda belirtilen yere gelmiştim. Burası Karin ve grubunun fotoğraf çekiminin yapılacağı stüdyoydu.

Cam kapıyı ittirip, içeri girdim. Oldukça modernize dekore edilmiş, koyu renklerin ağırlıklı kullanıldığı bir girişi vardı. Her yönüyle profesyonel gözüküyordu.

Resepsiyona benzeyen küçük bölümde duran sarı saçlı, uzun boylu kadının yanına ilerledim. Masanın önüne gelmemle kafasını kaldırmıştı.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

"YG Entertainment'ın çekimleri için buraya geldim, yerini gösterebilir misiniz?"

Kafasıyla hafifçe onayladı. Yüzünde sorgulayıcı bir ifade vardı.

"Çalışan mıydınız?"

Tepkisinin nedenini anlıyordum, herkesi almaması konusunda tembihlenmiş olmalıydı.

"Yok, üyelerden birinin yakınıyım."

Anladığını gösterdikten sonra eliyle içerideki bir odayı gösterdi.

"Şu koridordan ilerleyince sağdaki kapı."

Minik bir teşekkür mırıldanıp hızlıca bahsettiği yere ilerledim.

İçeri girer girmez karşılaştığım set dudak uçuklatan cinstendi.

Dev ışıklar, spotlar, kameralar ve koskoca bir ekip oldukça geniş siyah duvarlı bir odanın içerisinde duruyordu.

Yanda üzerinde kulis yazan bir kapı vardı.

Ayrıca odanın en büyük duvarında beyaz bir perde gerilmişti, fotoğraf çekiminin burada yapılacağını anlamak için düşünmeye dahi gerek yoktu.

Burada tek başıma dikilmek istemediğim için kulise gitmeye karar verdim. Kızlar hazırlanıyor olmalıydılar.

Kapıyı birkaç kez tıklattım ve içeri girdim. Herkes işleriyle o kadar meşguldü ki kimse bana kafasını dahi çevirmemişti.

Etrafı dikkatlice süzdüm. Küçücük odanın içerisi oldukça doluydu. Öyle ki, içeride neredeyse 10 kişi, iki lavabo ,bunlar olası bir saç işleminde kullanılmak için olmalıydılar, üç adet büyük kuaför koltuğu ve de kıyafet askılıkları bulunuyordu.

Kızların bir kısmı koltuklara oturmuş saçları ve makyajları yapılıyor, diğerlerinin ise kıyafetleri düzeltiliyordu.

Dikkatimi çeken bir diğer şeyde Karin'in saçları olmuştu. Oldukça tatlı bir açık pembeye boyanan ve güzelce dalgalandırılan saçları Karin'in bir anime karakteri gibi görünmesine neden olmuştu.

Fön makinesinin etrafa yaydığı sıcak anında bunalmama neden olurken derin bir nefes verdim ve kenardaki deri koltuğa oturdum.

Yaklaşık 45 dakikadır etrafta koşturuyordum. Burada boş boş oturmak istemediğim için çalışanlara elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. Yorulmuştum ama en azından sıkılmamıştım.

Şimdi öğle yemeği için mola vermiştik ve söylediğimiz hamburgerler neredeyse tamamen boş olan mideme ilaç gibi gelmişti.

İçeceğimden bir yudum aldım ve masada dönen sohbeti dinlemeye devam ettim. İşlerinin yoğunluğu hakkında konuşuyorlardı. O sırada fotoğraf ekibinin başı olan Bay Kim bana doğru konuştu.

"Aedin, daha önce herhangi bir fotoğraf çekimin oldu mu? Markaların peşinde koşacağı türden bir görüntün var."

Utancımı gizlemeye çalışarak cevapladım.

"Hayır, olmadı. Açıkçası bugün ilk defa gerçek bir set gördüm."

Kaşları havalandı. Şaşırmış olmalıydı.

"Beklemiyordum açıkçası. Baksana fiziğin mankenlerin ki gibi, boyun yeterince uzun, yüzün de dünya standartlarında."

Ardından elini küçük çantasına attı ve beyaz renkli, küçük bir iş kartı çıkardı. Kartı bana uzattı.

"Bu tanıdığım bir modellik ajansının kartı, sende kalsın. Zaten başvurursan anında kabul edileceğine eminim, gerekirse benim ismimi verirsen. Düşünmeni tavsiye ederim."

Bunu gerçekten beklemiyordum. Kartı aldım ve cebime attım. Ne olursa olsun bu hemen karar verilecek bir şey değildi. Düşünmek şarttı.

Bu nedenle çok daha dalgın bir şekilde konuşulanları dinlemeye devam ettim. 

Akşam işimiz bitmişti. Fotoğraf çekimi  bir gün daha devam edecekti ancak Karin bana gelmememi söylemişti. Yorulmamı istemediğini anlıyordum. Açıkçası bu benim de işime gelirdi çünkü ayaklarımı hissetmiyordum.

Haruto beni almaya geleceğini söylemişti. Bu rahatlatıcıydı çünkü toplu taşımaya binip neredeyse 45 dakika yol gittikten sonra birde eve yürüme düşüncesi dahi çekilmezdi. 

Bulunduğum sokaktan geçen camları siyah kaplamalı, beyaz araba tam önümde durmuştu. Bu Haruto olmalıydı. 

Ön koltuğun kapısını açıp, oturdum.  Haruto benim bindiğimi görünce büyük bir tebessüm sunmuştu. Yanağına küçük bir öpücük kondurup, koltuğuma iyice yerleştim. 

"Günün nasıl geçti?"

"Güzel ama çok yoruldum. Senin?"

 "Benimki de güzeldi. Yeni geri dönüş için çalışıyoruz."

Anladığımı göstermek için kafamı salladım. Şu "modellik" mevzusunu ona anlatmayı düşünüyordum.

"Sanırım sana bir şey anlatmam gerek."

Merakla kaşlarını çattı.

"Dinliyorum."

Ne tepki vereceğini bilmiyordum. Bu heyecanlanmama neden olmuştu.

"Bugün fotoğraf çekimindeyken bir teklif aldım. Fotoğraf çekimini yapan kişinin tanıdığı bir ajansmış, bana kartını verdi."

Birkaç saniye düşündü. Olayları anlamlandırmaya çalışıyor gibiydi.

"Peki kabul etmeyi düşünüyor musun?"

Derin bir nefes verdim.

"Bilmiyorum."

"Bu tarz işler göründüğünden daha zordur. Anlarsın, bu konuda ilerlersen ,ki bunun olacağına eminim, hayatın çok kısıtlanacak. Sürekli kilo kontrolü, peşinde dolaşan paparazziler ya da şirketinden habersiz hiçbir şey yapamaman gibi. Eğer cevabın olumlu olursa tabi ki seni desteklerim, benim tek isteğim sonunda mutlu olman."

Kafamı salladım. Düşünecek çok şeyim vardı. 


smoke • Watanabe HarutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin