Şiddetli bir ağrıyla açtım gözlerimi . Başım gerçekten çok ağrıyordu , İlk bir kaç dakika ne olduğunu anlamasamda sonradan her şeyi bir bir hatırlamaya başlamıştım . Okuldan eve döndüm ve teyzem salonun ortasında baygın yatıyordu. Sonra biri gelip beni de bayılttı . Gözümü açtığımda teyzemde, bende koltukta uzanıyorduk .
Hava hafiften kararmıştı ve bana saldıran Ela gözler, tam karşımdaki sandalyeye bağlanmış bir şekilde bana bakıyordu . En başta nasıl olduğunu anlamasam da içeriden Lisa çıkınca taşlar yerine oturmuştu .
''Çocuklar gelin Selest uyanmış . '' dedi Lisa hızlı adımlarla yanıma gelip . Ardından da Losa ve Chris gelmişti .''Kendini iyi hissediyor musun ?'' diye sordu Losa . Onları meraklandırmak istemesem de hemen cevap veremedim. Beynim zonkluyordu. Bu manyak benim kafama neyle vurmuştu böyle . ''İyiyim sadece biraz başım ağrıyor.'' deyip yattığım yerden zorda olsa doğruldum.
Chris ''Bu iyi gelir. '' diyerek elime , o pis kokan ilaç zımbırtılarından birini tutuşturdu . Kötü kokması , işe yarayacağı anlamına geldiğinden pek düşünmeden ( düşünürsem içmezdim çünkü.) şişeyi kafaya diktim . Etkisini bir kaç saniye içinde gösterdi . Kendimi daha iyi hissetmeye başlayınca , ''Sen kimsin ? Ve evimizde ne işin vardı ?'' diye sordum karşımdaki yabancıya .
Chris teyzemi alıp odasına kadar taşıdı . Onun hala baygın olması ve karşımdaki yabancının soruma cevap vermemesi beni iyice germişti . ''Sana söylüyorum ucube !'' diye bağırdım . Bu tepkiyi benden kimse beklemediğinden tüm gözler bana dönmüştü . Birine hakaret etmenin bana yakışmadığını düşünen milyon kişiden birileride , Losa ve Lisaydı . O yüzden tepkilerini pek umursamadan . Gözlerimle karşımdaki yaratığa taciz ateşi atmaya başladım .
Korku dolu gözleri bana döndüğünde sadece '' Sen o'sun '' dedi ve gözlerindeki korkunun yerini sadıklık ve özlem duyguları aldı .Bunu içimde bir yerlerde hissetmiştim . Ne demek istediğini anlamasam da , şuan bana resmen köpek yavrusu gibi bakıyordu. Fakat bunun bir etkisi olmayacaktı . Bakışlarından etkilenmeden onu baştan aşağıya bir süzdüm .
Kahverengi seyrek uzun saçları ıslaktı . Üstünde çamur ve balçığa benzer şeylerle kaplı yırtık , köle elbisesini andıran bir elbise vardı . Yüzü ve teni bembeyazdı . Ayakkabısı yada benzer bir şeyi yoktu . Vücudu da tıpkı elbisesi gibi pislik içindeydi . Anlının yanlarından yükselen yaklaşık 15-20 santimlik kıvrımlı boynuzları vardı ve parlıyorlardı . En önemlisi de üstündeki pisliğe rağmen tüm odaya çeşitli çiçekler ve mercan kokusu yayılmasına sebep oluyordu . Yüzü daha önce dünyada hiç görmediğim kadar güzeldi . Kulakları sivri olsa onu masallarda okuduğum elflerden sanırdım . Sivri kulaklar yerine iki boynuza sahip bir elf . Sanırım şuan bu diyarda yakından gördüğüm ilk sihirli yaratığa bakıyordum .
Sorumu tekrarlayarak ''Kimsin sen dedim sana !'' diyerek çıkıştım . Yaratık hala bir şok ifadesiyle beni izliyordu . ''Aynı annenize benziyorsunuz prenses.'' dediğinde , ben , Losa , Lisa ve henüz merdivenlerden yeni inen teyzem ile Chris de oldukça şaşırmış, kıza bakıyorlardı . Chris'in teyzemi bu kadar çabuk uyandırmasını beklemiyordum . Kızın sözlerine aldırış etmemeye çalışarak teyzemin yanına yürüdüm .
''Teyze iyi misin ?''
''İyiyim Selest merak etme .''
Losa ve Lisa'nın aynı ifadeyle yabancıya baktığını fark ettim. Ve sanırım bir cevap vermezsem bizi ifşa edeceklerdi . İlk toparlanan ben oldum . ''Ne saçmalıyorsun sen? Ne prensesi ?'' diye sordum gizemli yaratığa . '' Ben Aysendar efendim . Serus'un en yakın arkadaşı ve hizmetkarı . '' dedi . Anlamazca birbiri ardına sessizce bakışmalar geçiyordu teyzemlerin arasında . Yaratığın dediklerinden bir tek ben bu bilgiden etkilenmemiştim . Bu yaratık her nedense bana çok tanıdık geliyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka - Ateş
Ciencia FicciónTamamen yok olmuş bir krallığı küllerinden doğurmak için verilen uğraş . Ortadan kaldırılmış bir kraliçe . Annesinin yaşadığını on yedisinde öğrenmiş bir kız. Yeni bir dünyaya yolculuk. Varlıkla yokluğun arasında kalmış bir savaşta sihirle alınan...