Akademi

988 102 59
                                    

Arkadaşlar okuyucuların artması için beklediğimden bölümleri şimdilik geç ve düzensiz atıyorum ki kafamda bir plan olmuyor genelde içimden geldiği gibi yazıyorum ve bazı yerlerde kelime hatalarım olabiliyor bunlar için şimdiden Özür dilerim yıldızlarımızı eksik etmeyin kocaman kalpler.

1.Gün

''Hadi , Selest odaklan kızım.'' Diyen teyzem etrafımda havadan bir girdap oluşturmuş hızla döndürüyordu . İçinden çıkmam  gereken bir girdap . Ama suya ne zaman dokunmaya çalışsam yüzüme doğru hızla sıçrıyor ve sırılsıklam olmama sebep oluyordu . 

''Teyze yavaşlar şunu biraz !'' diye bağırdım . Girdap çok hızlıydı . Küçük su kütlelerinden kolayca kurtulabiliyordum ama Tanrı aşkına bu koca bir girdap . Teyzem beni çok zorlamakta ısrarcıydı . Böyle yapması kafamı dağıtmamı sağlıyordu .

Hala Jenna'yı düşünüp geceleri kabuslar görüyordum . Çizmeye bile korktuğum türden . Bu aklıma geldiğinde kendimi güçsüz ve aciz hissediyordum . Hiç bir şey başaramayacakmışım gibi .

Ellerimi kaldırıp teyzemi hortumunda ortadan bir yarık açtım . Ve su kütleleri iki yana ayrılıp kayboldu . Girdabın içinden çıkarken gözümden akan yaşları durdurmaya çalışıyordum . Kontrol edemediğim tek su göz yaşlarım olmuştu . 

''Neyin var bebeğim ?'' dedi teyzem sulu sulu gözlerime bakarak . ''O lanet yılanı özledim .'' dedim hızlıca . ''Onun nefes aldığını , hayatta olduğunu en azından benim yüzümden ölmediğini bilmeyi özledim .'' diye devam ettirdim cümlelerimi . Kalbim çok kırılıyordu . Ah Jenna umarım cennettesindir .

Teyzem kafamı omzuna yaslayıp biraz ağlamama izin verdi . ''Kendini toplamalısın Selest . Unutma hala hayatta olan bir annen var . Onun için . Güçlü ol .'' dedi teyzem geriye doğru çekilirken . Ve halıydı da .

Kimse için olmasa bile annem için . Onun özlemi içimin yeşermesine sebep oluyordu . Sonunda kavuşma ihtimalimiz varken . Güçlü olmama gerekti . Bunu biliyordum.

2. Gün 

Ayaklarımın altındaki toprağı havaya kaldırmış . Küçük çocuklar gibi bir aşağı bir yukarı haraket ettirerek havada dalgalar çiziyordum . Kullanırken en çok zevk aldığım element topraktı . Tabii ateşten sonra . 

Toprağa şekil vermek , küçükde olsa heykeller yapmak beni çok eğlendiriyordu . ''Tamam yeter bu kadar . Hadi o toprak parçasını yerine koy da eve dönelim .'' dedi Chris . Dediğini hızlıca yaptım . Toprak yaşam demekti . Ve bana da huzur veriyordu .

3. Gün

Losa'yla beraber Ateş toplarını hedeflere gönderiyorduk . O çok başarılı atışlar yapıyorken ben yanlışlıkla bir ağacı yakmıştım . ''Bak Selest . Atış yapmanın en önemli kısmı odaklandığın yerdir. Unutma vurmaya çalıştığın şeyler şimdilik hedef tahtası . Daha sora düşmanların olacak . '' Diyen Losa'ya karşın kendimi odaklamaya çalışıyordum .

''Çok zorlanırsan , Sevmediğin birinin hedef olduğunu hayal et.'' deyip güldü . ''Bak bu işimi kolaylaştırır.'' dedim ve yeniden tüm odağımı hedeflere verdim . Tahtada yüzünü ilk düşündüğüm kişi Telodon'du . Artık Jenna'nın ölümünden onu suçlu tutuyordum . O lanet çakmağı cebinden hiç çıkarmamalıydı . 

Asıl katil oydu gözümde ...

Hedef tahtasına baktığımda bir an için gerçekten Telodon orada sandım . Ve elimdeki ateş topunu anında fırlattım . Hedefin tam ortasını delip geçmişti ateş topum . Ve tahta içten dışa doğru yanıyordu . 

''Kimi düşündün diye sormalı mıyım ?''Dedi Losa tek kaşını kaldırıp . ''Saçamalardan seçmeler işte . Boşver .'' Deyip diğer hedeflere yöneldim . ''Pekala.'' Dedi Losa ve çalışmaya devam ettik .

Anka - AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin