14- Yeni bir Argent

1.1K 112 83
                                    

Merhabaaa

***

Ellerimi hızla Jungkook'un göğsüne getirdim ve siyah kazağını avcumun içine alarak sıktım. Ondan ölesiye nefret ettiğim hâlde kalbimin bu denli ısınmasına aklım ermemişti ama korkum azalmış ve güvende hissetmiştim. İnsanların mutlu çığlıklarını işitiyorduk ve ne ben çekebiliyordum dudaklarımı ne de o. Sol yanağımdaki elini belime indirip sıkıca sarmış ve beni iyice kendine çekmişti. Sesimi çıkarmadan öylece duruyordum. Tek hareketiyle donup kalmak ve hiçbir tepki veremeden beni kontrol etmesine izin vermek beni sinirlendirmişti ama içimdeki öfkenin üzerine dökülmüştü sular. Belimdeki eli orayı yavaşça okşarken bana güven vermek istediğini anlamıştım. Kafamı hafif sağa getirmemle yavaşça ıslak ve sıcak dudaklarından seslice ayrıldım. Dudaklarım yanağına değerken nefeslerimiz birbirinin dudaklarına değiyordu. Bahçede konuştuğumuz her şey aklımı doldururken kendimi garip hissetmiştim. Kötü gibi ama iyi gibi de. Bu garip şeyi bir türlü adlandıramamış ve üzerinde pekte durmayı düşünmemiştim.

"Ben varken," derin bir nefes aldı. Fısıltıyla çıkan derin sesi avcumun içindeki kazağın parçalarını daha da sıkmama neden olmuştu. Gözlerim kapalı soluklanıyordum hâlâ ve devam etmesini istiyordum. Kalbimi duyuyor muydu? Çünkü ben o cümleyi tamamlar tamamlamaz yere yığılacak gibi hissediyor, titriyordum."Hiçbir şeyden korkmana gerek yok."

Nefesim kesilirken birbirimizden nefret ettiğimizi dile getirdiğimiz hâlde bulunduğumuz durum ve konuşmalar çok tersti. "Senden de mi?" Diyerek beni arabada tehtit ettiği ve öldürmeye çalıştığı ilk zamanları ona hatırlattığımın farkındaydı. Yavaşça diğer elinide belime yerleştirip iyice kollarıyla sararken yanağım yanağına sürtünmüştü.

"Bilmem. Kurdum çok yüzeyde. Safkan birisinin koruma içgüdüsünün olduğu kadar tetikte, tehlikeli ve kan isteyen bir kurdu da var. " Tanrı şahitki, neredeyse dudak büzecektim. Bu tepkilerim de neyin nesiydi? Yanağını yanağıma sürterken kokum kokusuna karışıyordu. "Benden ilgi bekliyorsun." Derken sesi fısıltılı ama keyifliydi. Sanki yüksek sesle konuşsak herkes bizi duyacakmış gibi yemin etmiştik fısıltılara. Sahi, bu sessizlik ne içindi?Yakalanmanın hissiyle kalbım hızlı hızlı atarken onun kalbi oldukça stabildi. Bunu kabullenemem. Bunu kabullenemem! Ondan nefret ediyordum, evet. Evet...

"Ha-hayır." Dudaklarının kıvrıldığını hissettiğimde titrekçe nefes verdim. Birbirimize değen her yerimiz beni yakmaya başlarken tekrar belimi okşamaya başlamıştı.

"Lie." Nefeslerim iyice hızlanırken kafamı iki yana sallamıştım. Gözlerimi açamıyordum. her yer sessizken fısıldıyor olmamız ve karanlığa uyum sağlamak için gözlerimizi kapatmamız kalbimin daha da hızlı atmasına sebep oluyordu. Uyumlu giyindiğimiz yetmiyor birde ortama uyum sağlıyorduk.

Yalan.

"Kalp ritmini duymasamda sesinden anlardım, Taehyung." Hâlâ fısıldıyorduk ve çok yakındık. Birisiyle bu denli yakın olmaya hiç alışık değildim.

"N-neden benimle oy-oynuyorsun ki?" Gözlerimi biraz aralayıp kafamı yavaşça eğdiğimde yine yanaklarımız sürtünmüştü ve dudağımın ıslak kenarı ufak bir yol çizmişti beyaz teninde.

"Çünkü," gözlerim sesiyle yavaşça kapanırken gözlerimin yukarı kaydığını hissettim. Hayır, sesinden falan etkilendiğim yoktu. Sadece... mayışmıştım. "Artık korkmuyorsun." Ağzımı aralayıp derin bir nefes alırken avcumun içinde içkence çeken kazağın artık buruşmuş olan parçalarını yavaşça bıraktım.

"Ş-şey." Cümlemin devamı yoktu ama kekelemek sinirimi bozmuştu. Bir anda nasıl alfanın üzerimde kurduğu baskın hâkimiyete düştüm anlamıyorum.

Teen Wolf | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin