Merhaba~ umarım iyisinizdir...
***
Taehyung'un ağzından...
Onun ateşiyle dans ediyorum...
Artık, sonsuza dek birbirimize aittik. Benimle bu kadar ciddi olduğunu hiç düşünmemiştim çünkü her zaman onun için sıradan birisi olduğumu zannetmiştim. Yatacağı sürtük omegalardan birisi olmak istemiyordum bu yüzden ona kapıyı açmamıştım. Herkes aşk konusunda hayal kırıklığına uğruyordu ve ben bunu yaşamak istememiştim.
Saat gece on bir sularıydı ve yine uğraşacağımız konular vardı. Mayışmış bir şekilde kokusunu içine çekip olabidliğince ona sırnaşmıştım. Yeni bastırıcı içtiğim için çok fazla cinsel bir temas isteğim yoktu ama sıcak vücuduma değen teni onu değil beni yakıyordu. Pembe bulutların üzerinde dans etmek bize göre değildi. Realist ve ateşle oynamayı seven bir yapımız vardı.
İnkar etme, sevgili. Sen ve ben birbirimize benziyoruz. Kalbimin her odasında seni hissediyorum. Bir yağmur damlası gibi karışıyorsun bana.Ve artık her zerremdesin.
Aşağıdan çok fazla gürültü geliyordu. Jungkook'un kırmaşmasıyla yanağını okşadım. İçimde yaşadığım duygu patlamaları o kadar yoğundu ki kafayı yiyecek gibi olmama neden oluyordu. Sinirlendiğini belli eden sert bir nefesi vererek uzun kirpiklerini birbirinden ayırıp uykulu bir şekilde kahverengi gözleriyle bana baktı.
"Günaydın, alfam." Diyerek fısıldadım. Hitabımla kurdunun hareketliliğini kalbimde hissetmiştim. Bu his o kadar mükemmeldi ki... sızlanarak beni kollarıyla iyice sarıp gözlerini kapattı. Uyumak istemesini anlıyordum ama artık yemek yememiz gerekiyordu.
"Yemek yememiz lazım."
"Bu şekilde kalmak için ömrüm boyunca yemek yemem daha iyi." Dediği şeye güldüm.
"Şaka? Bebek gibi söyleniyor musun sen?"
"Hah. Sevişme sırasında söylenen birisini hatırlıyorum sanki." Dediği şeye gözlerimi kıstım bir süre. Yaklaştım ve dudaklarına öpücükler kondurdum uzunca. İki et parçasının sıcaklığı ve yumuşaklığı arasında kayboluyordum. Sanki onun vücudunda olan tek bir yer dahi bana göre tasarlanmış gibiydi.
'Abartma, Taehyung.... ya da abart. Sonuçta senin eşin.'
Aklımdan geçen şeye gülüp yana yatırdım ve üzerine çıktım. Hâlâ ikimizde çıplaktık ve bu yüzden onu arsızca süzüyordum. Ellerini belime koyup bana merakla bakarken ne yapacağımı beklediğini biliyordum. Yanağındaki yara izini öpüp yavaşça penisine sürtündüm. Belindeki eli anında kalçama inince beklediği hareket olduğunu anlamıştım ve gülümsememek için kendimi zor tuttum.
"Doymadın mı?" Eğilip dudaklarına fısıldadım ihtirasla.
"Sana asla doymayacağım, Jungkook..."
***
"Demek mühürlendiniz, ha? İyi bari bende bir an önce birisiyle sevişsem iyi olur. Aksi taktirde kurbanlardan birisi olabilirim."
"Biraz sakin ol, Jimin. Kurbanlar insan. Belki de hiçbir şey olmaz bize."
"İnsanlar enayi sanki. Karşımızda nasıl birisi var bilmiyoruz." Diyerek Hoseok'a cevap verdi , Namjoon.
Mührün konusu iki saattir neredeyse geçiyordu sonunda sonlanmıştı. Onlar sohbet ederken Jungkook'a baktım ve çatalıma et geçirip ağzına getirdim. Birkaç saniye yapmak istemediğimi anlamamış ve ete bakmıştı.
"Seni kendi ellerimle besleyeceğim." Dediğim şeyle eti yiyip bana baktı. Bu sevgiyi görmediğinden emindim çünkü safkan alfalar sert olmaları için sevgisiz büyütülürdü. Saçma nir sistem olduğunu biliyorum bu yüzden ileride çocuğumuz olursa Jungkook'un asla ama asla bunu çocuklarına yapmayacağından emindim. Ona görmediği sevgiyi gösterecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf | Taekook
Fanfiction"Çünkü bazen aldığın şekil olduğun kişiyi yansıtır." Seme: Jungkook (Alfa) Uke: Taehyung (Omega)