Selaaam nasılsınız?
***
Yüzümü okşayan sıcak nefes ve hemen ardından hafifçe çekilen soğuk havayla yavaşça gözlerimi araladım. İlk, gözler önüne serilmiş çıplak ve bir iz bile bulunmayan beyaz teni gördüm. Yavaşça arkasındaki duvara baktım. Kitaplık ve yanındaki köşelerinde kar birikmiş buğulanmış cam güzel bir huzuru çağrıştırmıştı bana. İçerisi dışarıya göre sıcak olsa da az çok üşüyordum. Havanın soğukluğunu hissettiğimde Jungkook'a yaklaştım. Bir kolunu belime koyup iyice kendine yaklaştırdı beni. Tüm yorganı kendi tarafına çekmesine homurdanıp belimdeki kolu yüzünde zorlukla da olsa yorganı ikimizin üzerine güzelce örttüm ve bende ellerimi alfanın göğsüne koyup pijamasını sıkıp avcumun içine almıştım. Üşüdüm çünkü yorgansız uyumuştum! Nasıl unuttum inanın bilmiyorum. Hava güneş doğmadan önce çok soğuk olurdu. Şaka gibi... soğuğu hissedebiliyorduk cadı yüzünden ve ben gaza gelip gecelik giymiştim.
Bir süre gözlerimi kapatıp burnuma dolan karanfil ve vanilya kokusunu ciğerlerimi doldurana kadar çektim. Kafamı kaldırıp saate baktığımda okul için kurduğumuz klasik alarma -07.00'a- daha bir saat vardı. Benden biraz yukarda olan Jungkook'a baktım. Saçları dağılmış ve aralık dudaklarından tavşana benzeyen iki ön dişi gözüküyordu. Sert bir alfa olmasına rağmen şu an tatlı ve masum uyuyordu. Bir elimi yanağına çıkarttım. Yavaşça okşamaya başladım. Kaşları çatılınca hemen elimi eski yerine koydum. Dudaklarını şapurdatıp yaladı ve uyumaya devam etti. Cidden... tavşana benziyordu?
Ondan ilgi bekliyordum, ona sığınıyordum ve kesinlikle heyecanlanmadam edemiyordum. Elim ayağım birbirine dolanıyordu. O kadar dengesizdi ki adımlarını bile yakalayamıyordunuz. Sanki ben çok dengeli hareketlere sahiptim. Beni seviyordu... o kişi bendim değil mi? Gülümsedim istemsizce. Uyuyor olmasına rağmen utanınca kafamı tekrar indirdim boynuna. Elimi sıkmayı bırakıp yavaşça kaslı göğsünü okşadım. Buna karşılık elini belimde gezdirdi. Benim aksime... Sıpsıcaktı.
"Uyandırdım mı?" Sesim kısıktı ama kalbim sesimin aksine gürültülerini haykırmak istiyor gibiydi. Onu sesimden çok kalp ritmim uyandırmıştı belki de. Sanki bir müzik kutusu gibi ya yükseliyor ya alçalıyor, kendince notlar oluşturuyor yeterince iyi dinleyenlere gösteriş yapıyordu.
"Yok. Uyuyorum."
"İyi. Uyu o zaman." Dedim kaşlarımı çatarak. Yavaşça kollarından çıkmak için dönecektim ki kollarını sıkarak hareketlerimi engellemişti. Ona döndüm. Gözleri ve dudakları kapalıydı. Gitmeyi istemiyordum zaten ama ters hareketlerim biraz olsun ona ihtiyacım olmadığını oma göstersin istiyordum. Kalbime meydan okuyabildiğini bilsin ve bir omega ona yaklaşıcak olursa bunu unutmasın istiyordum.
"Ne yapıyorsun? Bırak beni."
"Bi' sabahta bırakma desen ölürsün değil mi?" Dedi gözlerini açıp. Hislerimi biliyordu. Onun yanında kalmamın huzurlu ve mutlu hissettirdiğini biliyordu ama yine de bunu benden duymak istiyordu. Yapmayacaktım.
"Uyuyormuşsun. Rahatsız etmeyeyim." diyerek ona imalı bakışlar attım.
"Artık uyumuyorum?" Dediği şeye göz devirdim. Cidden sabah sabah neydi bu? Dudaklarını aralayıp konuştu.
"Üşümüşsün.""Tüm yorganla kendi üzerini örttüğün için olabilir mi?" Dediğimde gülüp beni sırtüstü yatırdı ve üzerime kuruldu. Evet, kuruldu. Ağırlığıni vermesiyle pek özgür nefes alamasamda ses etmedim çünkü duyuyordum. Kalp ritmini duyuyordum... orta hızda melodisini fısıldıyor kalbimin yanında göğüs kafesimin ardına doğru girmek istercesine atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen Wolf | Taekook
Fanfiction"Çünkü bazen aldığın şekil olduğun kişiyi yansıtır." Seme: Jungkook (Alfa) Uke: Taehyung (Omega)