~Buz Kraliçesi'
Bazı insanlar her şeyi kabul eder,bazılarının da diğer insanlar ve istekleri arasında hep bir sınırı vardır.
Kumsal ise istenilen şey mükemmel değilse sadece gülerdi.Küçük yaşlardan itibaren kendini buna programlamıştı ve asla kaybetmediğini düşünürdü.
Onun çevresindeki ki her şey mükemmel olmak zorundaydı.Müşkülpesent,asla boyun eğmeyen, güzelliğe aşık,riske tutkun bir kadındı.
Herkesin imrenerek baktığı imparatorluğu sadece kendisine borçluydu.
Yıllarca hedefleri için iğrenç diyetler,sabahın köründe yapılan spor antrenmanları,sürekli gülümsemek zorunda kaldığı seçmeler ve çevresinde ki her insan başarısız olmasını beklerken hatadan uzak mükemmel catwalk yürüyüşlerine katlanmıştı.Daima parlama arzusuyla tutuşmuş ve belki de içinde bulunduğu sektörde başarısının kaynağı bu olmuştu.
Yaşıtları evde sevgilileri için ağlarken o güzellik yarışmalarında birinci olmak için uykusuz ve ayak topukları çatlayan yüzlerce gece geçirmişti.
Tabi her zaman her şey yolunda gitmemişti.
Sırf türk olduğu için hak etmesine rağmen giremediği defileler ve kaybettiği yüzlerce dolarlık anlaşmalar olmuştu.Hatta ilk manken olmaya karar verdiğinde ilk mülakatta herkesin önünde heyecandan kekelemiş ve sessizliği bölen kahkahalar yüzünden üç gece uyuyamamıştı.
Ama biliyordu ki en güzel şeyler küçümser kahkahalarla başlardı.Başlarda kendine güvense de bu kadar açılacağını hiç düşünmemişti ama onda ki insanların başını döndürebilme yeteneği ve güzelliğine eş zarafeti kısa sürede onu tüm dünyanın tanımasını sağlamıştı.Koyu yeşil gözleri,Uzun zarif boynu, dolgun kırmızı dudakları,şekilli simsiyah kaşları,uzun boya ya da bakım kürleri olmadan bile parlayan saçlara sahipti.Narin, hareketsiz durunca bile kıvrımlı bir vücudu ve karanlıkta bile ışıldayan beyaz,pürüzsüz bir cildi vardı.
Vücudunda da yüzü gibi hiçbir leke yoktu.Sadece annesinde de olan boynu ve omzu arasındaki çukuru yalnız bir ben süslüyordu.
Bu güzelliği onun kaderini değiştirmişti.Hayatı boyunca hiç reddedilmiş ve asla bir erkeğin peşinde koşmamıştı.Zaten aşk denen saçmalıkla uğraşacak vakti de yoktu.Şimdi bir çok genç kızın idolü ve dünyada ki istisnasız her erkeğin aşık olduğu kadındı.O resmen saf tutku ve hırstan oluşmuştu.Birlikte çalışılması zor biriydi ama o gerçekten zeki ve yetenekliydi.Bu özellikleri kibir, öfke ve hırsla da birleşince ona bakan herkes bambaşka bir şey görüyor ve Kumsal kendi eksenlerinden çıkana kadar hafif bir baş dönmesiyle ondan gözlerini alamıyordu.
Keskin topuklu ayakkabılarıyla bastığı her adım da kıvrılan zarif vücudu,hiç gülümsemeye yüzü,derin, soğuk zümrüt yeşili gözlerinde ki buz gibi bakışlar,ellerinin duruşu ve
dik boynu...o podyumda yürürken hareketleri o kadar asil ve buz gibiydi ki insanlar artık ona "Buz kraliçesi" demeye başlamıştı.
Hiçbir şey yapmasa da bir şekilde dikkatleri hep çekiyordu.Henüz yirmi beş yaşında olmasına rağmen bir sene önce İnstagram'ın en çok takip edilen kadını rekoruna ulaşmıştı.Şu an hala öyleydi.Onun milyonlarca hayranı vardı.
Uzun süredir Amerika' da yaşıyordu.Başlarda kendi ülkesiyle
burası arasında git gel yapsa da sonun da bundan yorulup kendisi gibi dünya çapında modellik yapan meslektaşlarının yaşadığı ülkeye yerleşmişti.Önce sadece Amerikan ve Fransız koleksiyoncular onu istese de şimdiler de neredeyse tüm yabancı ünlü tasarımcıların gözdesi ve içinde bulunduğu defilenin baş mankeniydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☤BUZ KRALİÇESİ☤
Lãng mạn"Ateşin parmakları arasına hapsolan buzun hikâyesi. Eğer buz erirse ikisi de ölecek ve eğer erimezse sadece buz ölecek..." Kumsal Özkan yirmi beş yaşında dünyaca ünlü tek Türk mankendir. Onun tüm hayatı iki ülke arasında kıskançlık, hayranlık ve ilg...