Merhaba buz kristallerimm!!💙❄️
Gecenin köründe size bölüm attım ama bence çok geç değil her neyse bol öpücüklü okumalar umarım seversiniz.💙💙
Bir de minnak yıldızı parlatırsanız muazzam olur...🌟***
~Olmaması gereken çok şey'Kumsal soğuktan kurumuş dudağını ısırırken zili yavaşça iki kez çaldı.
Son günlerde havanın özellikle geceleri git gide soğuduğunu keşfetmişti.
Çıplak bacaklarını birbirine ısınsın diye sürtüp beklemeye devam etti.
Sabah sporuna giderken yanına hiçbir zaman anahtar alamadığı için şimdi kapıda kalmıştı.Eda'yla kahveciden çıkıp onların evine gidip yürürken ki duruşunu ve yürüyüşünü o bıkana kadar defalarca tekrarlamıştı.Şimdi yorgunluktan omuzları çökmüş, ayakları sızlıyordu.Esnedi ve zili tekrar çaldı.Hava iyice kararmıştı.Acaba annesi şimdi uyuyor muydu? Gerçi bu saatlerde genelde uyanık olurdu.
Kapıya yaslanıp öfkeyle zile tekrar bastı.Beklemekten nefret ederdi.Ayak seslerini duyunca duruşunu dikleştirip kapıdan biraz uzaklaştı.
Kapı açılır açılmaz annesine bakmadan mutfağa doğru ilerledi.Annesi kapıyı kapatıp endişeyle ona doğru yürüdü."Kızım saat kaç oldu neredeydin şimdiye kadar? Yarınki defilenin baş mankenisin.Asla defile önceleri eve geç gelmezdin sen!"
Kumsal bıkkınlıkla bir nefes alıp ona döndü.
"Benimle ilgili şeylere karışmaya hakkın yok." dedi her kelimenin üstüne basarak.
Kadın acı ve sinirle yutkundu.
"Üzerinde hakkım olmadığını inkar edemeyeceğin gibi hakkım olduğunu da inkar edemezsin.Seni ben doğurdum.Bazı hatalarım oldu ama düzeltmek için şimdi buradayım bana bir şans ver-"
"Şans mı?"diye tısladı öfkeyle.Daha fazla konuşmasına katlanamamıştı."Benden uzak dur.Tek istediğim bu.Ayrıca ne senin ne de o manyak kocanın üzerimde hakkı var.Dibi göre göre geldim bu günlere..."
Kadın uzun uzun ona baktı.O ise titreyen elleriyle bir bardak su doldurup ağır ağır içti.Gözlerini ilaçları sakladığı dolaba kaydırdı.Demek yine ilacını içmemişti.Belki de öfkesinin sebebi buydu.Derin bir nefes alıp göz yaşları gözükmesin diye arkasını döndü ve hazırladığı yemekleri diyet listesine göre gümüş tabağa doldurmaya başladı.Sesinin titremeyeceğinden emin olunca konuşmaya devam etti.
"Times meydanına son dergide çekilen resimlerin asılmış.Çok güzellerdi."
Kumsal elindeki bardağı hemen bıraktı.
"Dergi son sayıyı bana da gönderecekti.Geldi mi?"
"Evet odana bıraktım."
Odasına doğru aceleyle yürürken annesine seslendi."Kendin gördün mü times meydanını?"
Kadın tabağı masaya bırakıp dolan gözlerini sildi.Bu tepkilere alışması gerekiyordu.
"Evet.Bu gün arabamla dolaşırken orada gördüm.Öyle güzeldin ki..."Düşüncelere daldı.
Kumsal yatağının üstüne bırakılmış dergiyi eline aldı.
Derginin kapağında dümdüz, kahverengi saçları tümüyle arkaya alınmış, yüzünde doğal bir makyaj ve lacivert bir takımla stüdyoda çekilen ayakta durup kameraya gülümsediği bir resim vardı.
Altında kendi ismi ve değişik bir yazı stiliyle işlenen imzası duruyordu.Dakikalarca kendi resmini izledi.Kaşlarının ne tarafı kalktığını, ayaklarının duruşunu,ayakta dururken dizini kırıp kırmadığını,dişlerinde olmayan sorunları,ellerinin yeterince yumuşak gözüküp gözükmediğini kontrol etti.
Sonunda beğeniyle başını sallayıp dergiyi eline alıp masaya oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☤BUZ KRALİÇESİ☤
Romance"Ateşin parmakları arasına hapsolan buzun hikâyesi. Eğer buz erirse ikisi de ölecek ve eğer erimezse sadece buz ölecek..." Kumsal Özkan yirmi beş yaşında dünyaca ünlü tek Türk mankendir. Onun tüm hayatı iki ülke arasında kıskançlık, hayranlık ve ilg...