~Ama bazen o etrafımdayken adımı bile unutuyorum...
"Sen tam bir delisin!"
Kumsal Eda'ya bakmak için dönemedi.Sanki her yeri kaskatı kesilmişti.
Ergenliğinde olduğu gibi ayaklarını duvara dikip baş aşağı durmak istiyordu ama üzerindeki elbise bunu müsade etmediği için yatağının yanında yere çöküp sivri topuklu ayakkabılarını izliyordu.
Eve geleli iki saat olmuştu.
Her yanı acı, sinir ve hırstan zangır zangır titriyordu.Aklı birbirine girmiş,mantıklı düşünemiyordu.Tek yaptığı annesinin şaşkın sorularından kaçıp yerde öylece uzanırken ağlamaktı.
Bu nasıl olmuştu?! Nasıl bir erkek onu olduğu yerden gönderecek kadar çaresiz bırakmıştı!Kafasını ürkekçe kaldırıp Eda'ya baktı.Annesi Eda'nın arkasında endişeyle onu izliyordu.
Eda onun ağlamaktan rimeli akmış yüzünü görünce korkuyla bakakaldı.
Kumsal nadiren mutluluk dışında hiç ağlamazdı.
Dahası,onu kimse ağlatamazdı..."Sedef teyze bize biraz izin verir misin?" Dedi panikle." Söz veriyorum sonra sana anlatacağım."
Sonra endişe ve korkuyla koşup Kumsal'ın yanına diz çöktü.
Kumsal başını onun omzuna bıraktı ve gözlerini kapatıp tekrar hıçkırdı.İçinde ki acıyı dışa vuramaz sanıyordu ama canı o kadar yanıyordu ki bu acı dışarı taşımıştı.
Hayatında ilk defa bir erkek kendisine çirkin olduğunu hissetirmişti.Asansörün önünde kendisine gizlice gülen adamı hatırlayınca tekrar hıçkırdı."Lütfen Sedef teyze." diye yalvardı Eda.
Yaşlı kadın korkuyla geriledi.Kumsal'ınkilerden farklı siyah gözleri buğulanmıştı.Kumsal'ı daha önce hiç ağlarken görmemişti.Şimdi karşısında yere yığılmış paramparça kadın aynı Kumsal Özkan mıydı? O yokken daha kaç gece böyle ağlamıştı?
Aklında merak kalbinde hüzün varken defalarca olduğu gibi yine çaresizce kızından uzaklaştı.Eda kapı kapanana kadar bekledi.Sonra konuşmaya başladı.
"Neden ağlıyorsun?"
"Ben..." Kumsal devam edemedi.İçindekileri yıllarca o kadar saklamıştı ki şimdilerde duygularını anlatamıyordu.Tek diyebildiği "Canımı yaktı." oldu.
Eda onu bir süre daha izledi sonra biraz korkarak "Bunu neden yaptın?" dedi.Kumsal burnunu çekti.Çevresindeki hiç kimseye anlatamayacağı bir karanlığa çekildiğini hissediyordu.Artık ne yapacağını önceden kendisi de kestiremiyordu.Gururu yaralanmış, kafası karışmıştı.Kaynağı hırs olan özgüvenini bile şimdi hissetmiyordu.Oysa bu daha önce hiç olmamıştı.
"Onunla oturamazdım." diye fısıldadı."Anlık bir karardı."
"Peki tek çaresi salonu terk etmen miydi? Adamın sana nasıl baktığını görmeliydin!" dedi Eda.
"Ben gidince ne yaptı?" dedi Kumsal merakla.Hala sesi titriyordu.
"Ne yapacak hepimiz gibi şaşkınlıkla arkandan bakakaldı.Bu fevri hareketlerin daha ne kadar sürecek Kumsal? Sadece kendine değil çevrene de zarar veriyorsun."
"Yanlış bir şey yapmadım." dedi.Bu doğruydu ona göre yaptığı harekette hiçbir yanlışlık yoktu.Gerçekten kendisini küçük gören ve hiçbir ilgi göstermeyen bir adamın yanına hapsolamazdı.Gururu her şeyden daha büyüktü.
"Salonu terk ettin! Sana ne oluyor kızım? Seni kimse rahatsız edemez.Edersede kaçıp giden hep başkaları olurdu.Ama şimdi... " devam edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☤BUZ KRALİÇESİ☤
Romance"Ateşin parmakları arasına hapsolan buzun hikâyesi. Eğer buz erirse ikisi de ölecek ve eğer erimezse sadece buz ölecek..." Kumsal Özkan yirmi beş yaşında dünyaca ünlü tek Türk mankendir. Onun tüm hayatı iki ülke arasında kıskançlık, hayranlık ve ilg...