~Bizim kurtuluşumuz yok.Ya bu ışık gözlerimizi kör ederken arafta dans edeceğiz ya da senin karanlık sisin ikimizi de boğacak...
Kumsal onlarca el yüzünü ovup partlatırken gözlerini kapatıp kendisi için açılan klasik müziği dinlemeye başladı.
Klasik müzikten nefret etse de baskı altındayken nefret kendisini diri tuttuğu için her şovdan önce mutlaka bunu yapardı.Dışarıda yüzlerce insanın birbirine karışmış sesini duyuyordu.Muhtemelen özel davetliler az sonra gelirdi.Bu sefer Scaglia'nın tüm davetlileri kendi arkadaş çevresinden toplayacağını duymuştu.
Belki onun da ara sıra morale ihtiyacı oluyordu.Biri saçlarını arkaya alırken kendi kendine mırıldandı.
"Postişe hiç gerek yok saçlar muhteşem zaten.Direk şekillendireceğiz."
Alışık olduğu övgü dolu kelimeleri birinden her duyduğunda sanki derin,tertemiz bir nefes alır gibi oluyordu.Sanki dünyadaki tüm oksijen bir dakikalığına ona kalıyordu.İlgi ve arzulanmak gerçekten de onun için herşeydi.
Fön makinesi şarkının sesini engellerken gözlerini açıp yüzünü inceledi.
Bu kez açık tonlarda, buğulu bir göz makyajı yapılmıştı.Kaymak gibi,mat cildine baktı.Sadece elmacık kemiklerinde ve göz kapaklarının ucunda parıltı vardı.Kaşları boyasız bile simsiyahtı ve uzun kirpikleriyle mükemmel bir uyum içindeydi.Gözleri bu siyahlığın içinde yeşil parlak toplar gibi yanıyordu.Turuncu harelerine yakın dudaklarına toprak kahvesi ağır bir ruj yayılmıştı.Rujun ağırlığını hissediyordu ama dudak çizgileri belli olmadığı için bir şey diyemedi.Zaten her şey çoktan belirlenmişti.
Dakikalar içinde dışarıdaki küçük çığlıklar ve kahkahalar artmaya başladı.Demek kameramanlar artmıştı.
Diğer manken arkadaşlarını düşünürken dudaklarını kemirmekten son anda vazgeçti.Şimdi herkes nasıl mükemmel görüneceklerine odaklanmış olmalıydı.Elleri iki yanına ayrılıp maniküre başlarken düşüncelerinden sıyrıldı.Çevresindeki herkes onun için mücadele ediyordu.Yarım saat sonra her şey tamamlandı ve Kumsal ayağa kalkmak için kendinde güç buldu.
Heyecandan tüm vücudu uyuşmuştu.
Müziğin sesi odayı kaplarken sessizce yerinde dönüp bir eksik olup olmadığını kontrol etti.Spreylerden sonra saçlarını da kontrol etti.Parlak,uzun,dümdüz saçlar yandan saç renginde iki tokayla arkada tutturulup doğal bir şekilde bırakıldı.Önünde ki iki ince saç dalı o hareket edince hafif hafif sallanıyordu.
Işıltılı iki yüzükte parmaklarına geçirildi ve kutu şeklinde altın sarısı küpeler de kulağına tutturuldu.
Sonunda Carlo yanında ona tavsiyelerde bulunurken hiç ihtiyacı olmamasına rağmen onu dinlermiş gibi yaptı.Zihni tümüyle podyuma odaklanmıştı.Kaşları çatılı bir şekilde önüne bakarken ruju dağılmasın diye su bile içmek istemedi.Ekibi ellerini dinlendirirken o da yavaş yavaş odada yürümeye başladı.Şov müziği odayı doldururken daha da hızlanan nefesini kontrol etmek için sessizce nefes alıp vermeye başladı.
Çevresindeki herkes heyecandan yaprak gibi titriyordu.
Carlo sesi duyar duymaz onu diğer mankenlerin olduğu büyük kulise yönlendirdi.Kameramanlar o dışarı çıkar çıkmaz fotoğrafını çekmeye başladılar.Profesyonel bir şekilde gülümsemek için uğraşırken dikkatle yürümeye başladı.Dev, büyük şov takip ekranın önü bir sürü nefes kesen mankenle doluydu.Kalp atışları hızlanırken etrafında kendisine gülümseyen mankenleri izledi.Çoğu sessizce dua ediyordu.Sarışın,mavi gözlü bir model onu öpmek için yaklaşınca o kadar dalgındı ki ne yapacağını anlamadan kadına sarıldı.Gözleri bir an bile ilk mankenin yürümeye başladığı podyumdan ayrılmıyordu."Sana hayranımKumsal'cım."diye heyecanla konuştu kadın.Bazı kameramanlar onları çekmeye başlamıştı.
Kumsal onu tanıyamasa da gülümsedi.Tuhaf bir şekilde kendisine rakip olarak görmediği kimseyi çok tanımıyordu.Zaten böyle kadınlarda o varken tehdit olmaktan çıktığı için kendi ajansında olan çoğu mankenden bile bihaberdi.Ve kolay unutan biri olmamasına rağmen isim hafızası asla çok iyi olmamıştı.Kadın neşeyle konuşmaya devam etti.
"Gerçekten çok ateşli gözüküyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☤BUZ KRALİÇESİ☤
Romance"Ateşin parmakları arasına hapsolan buzun hikâyesi. Eğer buz erirse ikisi de ölecek ve eğer erimezse sadece buz ölecek..." Kumsal Özkan yirmi beş yaşında dünyaca ünlü tek Türk mankendir. Onun tüm hayatı iki ülke arasında kıskançlık, hayranlık ve ilg...