♤6.bölüm♤

77 32 27
                                    

Ateşin ruhu dokunulmaz ve kibirlidir.
Kendisine dokunan her şeyi yakar.Hırçın alevleri söz dinlemekten her zaman uzak ve tüm dünyadan bağımsızdır.Ama bunlara rağmen güzeldir ateş...Bir şeyi yok ederken ya da su onun hakkından gelip kendisi ölürken bile güzeldir.Ateşin güzelliği çevresindekileri ona muhtaç eder.Bu yüzden yanacağınızı bile bile hep ateşe çekilirsiniz...

Kumsal gözlerini açtığında keskin bir baş ağrısıyla yüzleşti.
Sanki biri kafasının içine küçük küçük iğnelerden saplıyordu.
Elini başına koyup hafifçe doğruldu.
Camdan duvarlarının birinde havanın canlı mavisini gördü.
Esnedi ve kaslarını esnetti.
Günlük sporunu yapmak için spor salonuna gitmeliydi.Ama bu sefer farklı bir spor salonu kullanacağını hatırladı.Önceki spor hocası süresi belirsiz bir şekilde Barbados'ta ki ailesini görmeye gitmişti.
Sıcak yatağından ayağa kalkmak için hareket edince bir şeyin yere düştüğünü fark etti.
Gözlerini yere kaydırdı.
Bu dün uyuyana kadar avucunda sürekli izlediği kitabın ilk sayfasıydı.
Yerdeki kağıda bir süre baktı.Sonra ayaklarını bilinçli olarak üzerine koyup Rüzgar'ın imzasını ayakları altında ezmeye başladı.
Yaptığı şey umrunda değildi.Son zamanlarda duygularıyla hareket ediyordu.
Ayaklarını kağıdın üzerinden çekip bir saniye de tepeden baktı.Sonra eğilip yerden aldı.Atması gerektiğini
hissediyordu.Ama içinde bir şey buna izin vermiyordu.
Kendisiyle bir süre mücadele ettikten sonra kağıdı avucunun içinde buruşturup yanındaki küçük komidin içine sakladı.

Birden telefonu çalınca irkildi.
Dünden beri sessize almıştı.Ama bir süre sonra bundan vazgeçmişti.Sonunda eğer bir haber varsa eninde sonunda haberi olacağını biliyordu.
Arayan Caleb'di.
Daha önce de bir sürü kez menajeri aramıştı.Dün gece uykuyla uyanıklık arasında defalarca çalan telefonun sesini hatırladı.Hiçbirine bakmamıştı.Haberler beklediğinden de erken ortaya çıkmıştı demek.

"Alo." dedi uykulu bir sesle.

"Günaydın Kumsal hanım.Size bir türlü ulaşamadık dün geceyle ilgili ortalıkta bazı haberler var.Size atmamı ister misiniz?"

"Hayır,hayır." dedi Kumsal hızla.Bir haber faciasına daha katlanamazdı."Ne olduğunu buradan söyle."

Dışarıda kapının çaldığını duydu.Annesi kapıyı açana kadar bekledi.Sonra Caleb konuşunca tekrar ona odaklandı.

"Efendim törenden birden ayrılmanız değişik söylentilere neden oldu.Herkes farklı bir şey söylüyor.Hatta..."

"Kumsal!" İçeride annesinin seslendiğini duydu.Kapı kapanmıştı.

"Bir dakika Caleb." Dedi.

Sonra kapıyı açıp o da bağırdı."Bağırmayı kes.Telefondayım."

Odasının kapısını kapatıp konuşmaya devam etti.

"Devam et."

"Tamam.Bir çok söylenti var.Çoğu bir şeye kızdığınız yönünde.Olay hakkında çoğu ünlü açıklamalardan uzak durdu.Sanırım Rüzgar beyle aranızda Türkçe bir tartışma geçmiş."

"Alakası yok." diye yalanladı hızla.Sonra kelimeleri seçip derin bir nefes aldı.

"Annem...Annem hastaydı.Onu evde bırakıp zorla geldim törene.Ama aklım ondayken orada kalamadım.Carlo'ya da aynısını söyle ve halka açık basına bir açıklama yapın."

"Emin misiniz efendim? Kendiniz konuşmak-"

"Dediğimi yap." dedi Kumsal."Ben spor salonunda olacağım.İki gün sonraki defile için antrenmanlara devam edeceğim.Lá Perla'ya ulaş ve bir sorun olup olmadığını iyice öğren.Hata istemiyorum.Baş melek benim ve herkesin gözleri bende olacak."

☤BUZ KRALİÇESİ☤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin