♤4.bölüm♤

98 38 39
                                    

Bir insan kendisini bile bile zehirleyen bir adamı nasıl sever?

Kumsal evde ki seslerin hayal meyal farkındaydı.
Gözlerini açamıyordu ama bilinci tümüyle kapalı da değildi.
Uyku tüm benliğini kendisine esir etmiş onu kollarında tatlı tatlı  sallıyordu.
Ama sesler o kadar fazlaydı ki sonunda gözlerini açtı.
Bir kaç dakika sıcak yatağından çıkmayıp nefesini düzenlemeye çalıştı.Zaman,mekan kavramı netleşince uyku sersemi bir halde ayağa kalkmaya çalıştı.Aniden kalkınca başı dönmüştü.Dolabından yeni yıkanmış sabahlığını çıkarıp üzerine geçirdi.
Sabahlığın kemerlerini umursamazca göğsünün altında bağlayıp gözlerini ışığa alıştırmak için kırpıştırdı.

Ve sonra odasının kapısını açıp salonun ortasında hararetli bir şekilde tartışan ekibine bakakaldı.

Manken ya da ünlü olmanın en kötü yanı buydu.
Özel hayat kavramı gelen şöhretle birlikte yok oluyordu.
Evinin her yerinde aniden  biri çıkıp saatler süren bedenini parlatabilir,izinsiz vücuduna, bacaklarına,gögüslerine dokunabilir ya  da saçına şekil vermeye başlayabilirdi.Kulağa her ne kadar havalı gelse de yemiş görmüş kuş gibi üzerine abanan insanların nefesleri altında saatler geçirmek onu baya boğuyordu.
Bugün de akşam ki ödül töreni için tüm ekip toplanmıştı.
Normalde bir çok mankenin direk odasına girdiklerini duymuştu ama o bunu daha ilk anlaşmada katiyen istemediğini belirtmişti.

İtalyan menajeri Carlo,yuvarlak camlı gözlüklerini hafif öne çıkarıp onu ve silmeyi unuttuğu makyajlı yüzünü incelemeye başladı.

"Aman tanrım! cildine ne yaptın kız?"

Eda mutfakta kahvaltı hazırlarken duyduğu sesle gülme krizine girdi.Carlo'nun  öyle ince ve tuhaf bir sesi vardı ki ağzını açtığı an gülme krizine girerdiniz.
Adam zayıf vücudunu yana kaydırıp kalçasını kırarak kendisine gülen Eda'ya baktı.

"Me pardone." dedi Eda gülmesini durdurmaya çalışıyordu.Bu ülkede kimi kızdırsa kendini İspanyol göstermeye çalışıyordu.Çünkü iki yıl önce İspanyol bir dansçı tarafından aldatılmıştı.Belki bu vesileyle herkes İspanyol'lara sinir olurdu.

Kumsal yaptığı şeyi anlayınca ona bakıp göz devirdi.Kendi düşüncesine göre adam pisliğin teki de olsa kendini aldatma hakkını Eda vermişti.Ortamda ki gerginliği azaltmak için konuşmaya başladı.

"Problem yok Carlo.Ben duş alana kadar bekleyin çıkar çıkmaz başlarız."

Normalde eve ekip almayı tercih etmiyordu ama bu ödül töreni kendisi için çok önemliydi ve kendisini rahat hissetmeye ihtiyacı vardı.O yüzden daha bir hafta önceden eve gelmelerini istemişti.Dokuz kişilik kalabalığı görünce yutkundu.Ekipte üç tane türk vardı.Make up artislerinden ikisi ve kuaför asistanı türktü.Bunu özellikle istemişti.Çünkü bu ülkede kala kala öz dilini unutmaya başlamıştı.Sayıyı az tutmaya çalışsa da çoğu zaman bunu menajeri belirliyordu.
Arkasında dört kişilik stilisti Jeanne ve ekibi vardı.Ve saç ve makyaj için de beş kişi...

"Acele et." Dedi cılız adam.

Eda gülmemek için masaya iyice eğildi.Annesi bir kenarda çayını içerken okuduğu kitaptan başını kaldırıp araya girdi;

"Hiçbir şey yemedi ama."

"Yememeli.Karnı düz olmalı." diye açıkladı adam.

"Yok oğlum Kumsal'ın yediği kendisine pek yaramaz.En azından bir kaç parça taze börek yeseydi."

☤BUZ KRALİÇESİ☤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin