Kendimi "Guideverse" dünyasında geçen bir simülasyon oyununun içinde buldum. Rehber olmam gerekiyordu, ama yeteneklerini gizleyen bir figürandım!
İşler böyle olduğuna göre, zevkime uygun çekici ve yetenekli bir Esper ile tatlı bir hayat yaşamayı den...
Ç/N: Ortaya çıkabilecek bazı yanlış anlaşılmaları gidermek için, bu roman yabancı bir kitaptır. Ve burada sadece çevirisini okuyorsunuz.
Şimdiden iyi eğlenceler.
'Güncele gelene kadar her gün 2 bölüm yayımlanacaktır.'
İçerik uyarısı: müstehcen dil (s*xually)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Rehber Merkezi, Hak Koruma Komitesi'nin Danışma Odasında—
"Ahem, yani... Rose. Rose Valentine, değil mi?"
Danışman garip bir ifadeyle konuştu. Başımı şiddetle salladım.
"...Umm, yani, bu biraz karmaşık."
"Merkezde meydana gelen tehdit ve şiddeti bildirmek için buradayım. Lütfen iğrenç fail tarafından manipüle edilen acınası ve kırılgan kurbanı kurtarın. Her şey size kalmış, Danışman!"
Danışman çok heyecanlı görünmüyordu.
Merkezde gözleri ve kulakları vardı, bu yüzden etrafta dolaşan söylentileri duymuş olmalıydı. Sebepsiz yere olaya karışıp kurban olmak istemiyordum.
Ama danışmanın zorlukları hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Hmm... Peki, kurban kim..."
"Kurban tam burada!"
Bekliyormuşum gibi cevap verdim. Danışman, sanki bunu bekliyormuş gibi derin bir iç çekti.
Ben tereddüt etmeden devam ettim.
"Son birkaç haftadır! Her gün! Sert zulüm ve işkenceye katlandım! Göz ardı edildim ve küçümsendim! Benlik saygım dibe vurdu!"
"Peki..."
"Ve son zamanlarda, tehditlere bile başvurdular! O kadar üzüldüm ki merkeze bile gelemiyordum. Lütfen faile ağır bir ceza verin. O kibirli yüzünün tamamen ezildiğini görmek istiyorum...!"
"Bayan Valentine, benim ceza verme yetkim yok."
Danışman, sözlerimden bıkmış gibi beni kesti.
"Ancak, bir zarar raporu geldiğinde, protokolü takip ediyor ve raporu kabul ediyoruz. Rapor kabul edildikten sonra faile karşı, ayrılık ve koruma tedbirleri alınacaktır. Ardından, failin yanlış yaptığı mahkemede kanıtlanırsa, istediğiniz ceza da mümkün olabilir."
"Evet, lütfen rapora devam edin."
Faile karşı yasaklama emri.
O adamdan kaçınmak için son birkaç hafta içinde yaşadığım sıkıntıyı düşününce, buna sahip olmak çok rahatlatıcı olurdu.
Danışman, isteğim üzerine bir kez daha iç çekti.
"Pekala, lütfen failin adını verin, o zaman raporu kabul edeceğiz." (Rapor dediği şikayet gibi bir şey sanırım.)
"Gerçekten söylemem mi gerekiyor? Merkezde bunca zamandır bana ne kadar eziyet ettiğini bilmeyen insan var mı?"
"Haaa, bu prosedürün bir parçası. Kurallara uymalıyız."
Danışman prosedürü takip etmeye ve ara vermeye istekli görünüyordu.
İyi, eğer oyalanırsam, tehlikede olan tek kişi ben olacaktım.
Danışmanın istediği gibi o adamın adını söylemek üzereydim.
Hayır, söylemeye çalıştım.
"O adamın adı...!"
"Demek buralarda oynuyorsun, Rose."
Kalbim tanıdık ve derin tatlı bir sesle durdu. Vücudum tamamen sertleşti.
Arkamı dönmeden bile, arkamdaki büyük varlığı hissedebiliyordum.
Aniden arkadan bir el belirdi ve omzumu nazikçe kavradı.
Uzun parmakları yılan gibi boynumdan aşağı doğru kaydı.
O büyük el biraz daha baskı uygulasaydı, boynum hemen kopabilirdi.
"Bir süredir seni arıyorum, Rose."
"..."
"Aniden ortadan kaybolduğunda endişelendim. Benimle olan sözünü unuttun mu?"
Boynumdaki kavrayışı sıkılaştı.
K-kıracak mıydı?
İstemeden geriye doğru çekildim.
Neyse ki, boynumu kırmak yerine, boğazıma sert bir şekilde sıkıyormuş gibi masaj yaptı.
Arkamdaki adam vücudunu indirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.
Kulağıma usulca fısıldadı.
Ne fısıldadı?
"...Anlamsız bir şey yaparsan, sonucunda ne olacağını biliyorsun, değil mi?"
Omurgamdan aşağı bir titreme aktı. Adamın duygularını arkamda net bir şekilde hissedebiliyordum.
Bu adam ciddi anlamda sinirliydi!
"Cidden bu değil..."
"Şu anda XX ve XX yapmalı mıyım?"
"Hayır, hayır...!"
"Geri çekilmeye çalışıyordum, ama artık yapmama gerek yok, değil mi Rose? Peki, XX ve XX yapıp seni XX yapmalı mıyım? Hm? Bana cevap ver, Rose."
"Öyle değil..."
"Hadi onun yerine XX ve XXX yapalım. XX ile başlayın ve sonra XXXX..."
"..."
Bana aşkını itiraf ediyormuş gibi görünen alçak, tatlı bir sesle kulağıma müstehcen öneriler fısıldadı.
Bu arada, örümcek benzeri uzun parmakları gizlice boynumu okşamaya devam etti.
Yüzüm, açık dokunuş ve fısıltılarla boğularak, domates gibi kırmızıya ve soluk maviye dönüşmek arasında gidip geliyordu.
