Becoming the Guide of the Mysophobic Villain? Absolutely Not! (R19)

Bölüm 85

Homurdanarak cevap verdim.

"Ah, bu olamaz. Her ihtimale karşı ona bunu sormuştum."

"Ah, yaptın mı? Peki ne dedi?"

"Kilo almasam bile Esper'lerin benimle özellikle ilgilenmeyeceğini söyledi."

"Nasıl bu kadar kaba bir şey söyleyebilir!"

Azir şok oldu, elleriyle ağzını kapattı.

...Şimdi düşününce, ben de üzülmüştüm.

Başlangıçta öfkeliydim ama ardından gelen tatlı öpücük yüzünden tamamen unutmuştum.

Azir huzursuzdu, beni teselli etmeye çalışıyordu.

"Rose, ona aldırma. O serseri, Claude nasıl konuşacağını bilmiyor."

"...Evet, peki."

"Bir Rehberin görünüşü Esper'ler için ne kadar önemli olabilir ki? Rehberlik çalıştığı sürece, partnerlerinin bir insan mı yoksa bir domuz yavrusu mu olduğu umurlarında olmazdı. Bir Rehber olarak kimliğin ortaya çıktığında, Esper'ler senin için sıraya girecek."

"...Bu çok rahatlatıcı bir düşünce."

"Ah, peki. Her neyse, belki de seni çekici yapmak amacı değildir. Ama başka bir niyet olmalı. O adamın yaptığı her şeyin bir nedeni var, sana söylüyorum."

Bir an düşündükten sonra Azir aniden haykırdı,

"Belki de rehberlik için yüzey alanını artırmaya çalışıyordu?"

"Eh? Ne?"

"Eh, Claude gerçekten büyük düşünüyor, değil mi? Ve sen..."

"...Sözlerine dikkat etsen iyi olur."

"Hmm?"

Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu.

Devam etmesi için teşvik ettiğimde, Azir rahat bir nefes aldı ve devam etti,

"Rehberlik fiziksel temas yoluyla gerçekleşir, değil mi? Küçük ve inceysen, yüzey alanın daha azdır, bu da rehberliği yetersiz hale getirir. Ama zaten bir yetişkin olduğun ve daha uzun boylu olamadığın için, bunun yerine kilo almanı sağladı! Yatay genişliği artırarak kısa dikey uzunluğu telafi etmek için!" (Jehdkwjejd ne kadar salak olabilirleeeer)

"Bu nasıl olabilir!"

Bu sefer, ağzımı kapatan ve şok olan bendim.

Şok edici bir iddiaydı. Rehberlik için yüzey alanı artırmak mı?

Bir insan bu kadar vicdansız olabilir miydi?

Yine de Azir'in sözlerini saçmalık olarak göz ardı edemedim. Çünkü Claude'un yemeklerim konusunda neden bu kadar ciddi olduğunu anlayamadığım çok fazla an olmuştu.

Her sorduğumda, Claude gülümser ve cevap vermezdi.

Aniden Claude'un yanaklarımı nasıl dürttüğünü hatırladım, orada yiyecek saklayıp saklamadığımı sormuştu.

Hepsi olabilirdi çünkü...

Benim şaşkın ifadem Azir'in göğsünü hayal kırıklığı içinde şişmesine neden oldu.

"Ah, Rose, çok safsın. Henüz onun kötülüğünün derinliğini bilmiyorsun. O bir şeytan. Ve sadece hafif şeyler de yapmıyor. Seninle birlikteyken sana gösterdiği şeylerin çoğu muhtemelen sahteydi."

...Gerçekten.

Birlikte yaşadığımız süre boyunca, Claude'un aşırı takıntılı olduğu tek şey yemeklerim ve atıştırmalıklarımdı.

Her türlü şeyi hazırlar ve her lokmayı bitirene kadar masanın karşısından izlerdi.

Mukbang hayranı olmadığı sürece, birinin yemek yemesini bu kadar eğlenceli bir şekilde izlemesi pek olası değildi. Gerçekten başka bir sebebi olabilir miydi?

Claude'un gerçek doğası neydi?

Eskiden ürperen ve beni bir pislikmişim gibi iten adamın tavrı ne zaman değişti?

Aniden, Azir'in gülünç hipotezinin doğru olabileceği düşüncesi aklıma sızdı.

Gümbür gümbür gümbür.

Kalbim hızlı bir şekilde çarpmaya başladı.

"Tehditlerinden korktuğum için seni satmış olsam da... Suçluluk duymadan tek bir gün bile geçirmedim. Nişanlımdan özür dilerim ama sana gerçeği açıklamam gerektiğini düşündüm, ve bu yüzden hayatımı bile riske attım! Seni onun kötü pençelerinden kurtarmak için!"

Azir yumruğunu sıktı ve bunu söyledi.

Huzursuz göğsümü ovuşturdum ve sordum,

"...Bana nasıl yardım edeceksin?"

"Bunu bana bırak! Her şeyle ilgileneceğim. Sadece beni takip etmen gerekiyor."

Endişeliydim. Azir dinlemeli miydim? Claude da duymam gerekmiyor muydu? (Eh bi zahmet)

Tehdidinin ciddi olmadığını, sadece yaramazlık olduğunu düşünmüştüm. Sözlerine rağmen, gözleri ve dokunuşu her zaman nazik ve hassastı.

Belki de beni gerçekten önemsiyordu.

Ama tüm yanlış anlamalarım onun hesaplanmış planının bir parçası olabilir miydi?

"Hadi, Rose!" Azir ısrar etti.

Irene bana Claude'un zaten gitmeme izin vermeyeceğini söylemişti, bu yüzden kaçmaya çalışma zahmetine girmemeli ve sadece istifa etmeliydim.

Peki ya gerçekten Azir'in iddia ettiği kadar güvenli bir çıkış yolu olsaydı?

Ve eğer bir sonraki diye bir şansım olmasaydı?

"...Gideceğim!"

"İyi seçim."