022

1.4K 182 49
                                    

✦ 022

"bay park," diğer öğretmenlerle birlikte otururken güvenlik görevlisi yine kucağındaki o kocaman çiçekle bana doğru yaklaştı, "bu sizin için

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"bay park," diğer öğretmenlerle birlikte otururken güvenlik görevlisi yine kucağındaki o kocaman çiçekle bana doğru yaklaştı, "bu sizin için."

ah evet, bu çiçekler yine bana geldi - geçtiğimiz şu son günlerde olduğu gibi.

zorlukla gülümseyerek çiçekleri kucağıma aldım, kim taehyung her gün pes etmeden çiçekler yolluyordu ve evdeki odam çiçeklerden geçilmiyordu.

"bay park..." diye kahkaha attı yaşlı hocalardan birisi, "anlaşılan o ki, bu çiçeklerin sahibi durmayacak. sayesinde her gün farklı çiçekleri görüyoruz." ona samimiyet bir tavırla sıkıntıyla soluyarak çiçeğin üzerindeki notu çıkardım, 

"çıkışta seni bekleyeceğim, benden kaçma." - kth.

"pes etmeyeceğim derken bundan bahsettiğini bilmiyordum." diye mırıldandım, diğer öğretmenlerin bana muzipçe olan bakışı gittikçe utanmama neden olurken içimi çekerek oturduğum yerden kalkarak bir köşeye yaklaşarak taehyung'un numarasını aradım.

"pekala, kim taehyung. sen kazandın. seninle geleceğim ama ne olursun yollama şu çiçekleri." tek bir solukta söylediğim cümleye taehyung'un tek tepkisi gülmek olmuştu. onun güzel gülüşünü dinlerken içimi çektim,

"seni alırım ders çıkışı."

"programımı nereden bildiğini sormama gerek yok sanırım?" diye iğneleyici bir tavırla konuşmama sadece gür bir kahkaha attı,

"bebeğim, benim ulaşamayacağım bir şey yok."

"evet, biliyorum. gazetelerden..." ağzımdan kaçırdığım şeyle dişlerimi sıktım, resmen onun hakkında her şeyi okuduğumu kaçırmıştım ağzımdan!

"o haberler sadece uydurma jimin, sonradan meşhur kim kuzenlerin küçüğü olarak ortaya çıkınca söylentiler ve yalan haberler aldı başını gitti."

"hımm... inanayım mı sana?" 

"inan tabii, benim tatlı aşkım." söylediği şeyle şaşkınca dudaklarım aralandı, bir anda bu kadar açık sözlü olmasını beklememiştim. "jimin... neden sustun?" sinsice sorduğu soruya gözlerimi devirdim, bilerek benimle oynuyordu.

"benimle oynama." diye fısıldadım, üzerimdeki gözleri fark edebiliyordum. meraklı gözlerden kaçınarak odadan çıkıp koridor boyunca ilerlemeye başladım,

"seninle oynamıyorum, jimin... bunları akşam konuşacağız tamam mı?"

"taehyung, akşam konuşsak bile... her şey bir anda değişemez." söylediğim şey onun umutlarını kırmak için değildi, sadece hızlı ilerlemek istemiyordum. daha önce ilişkimizde eksik olan şeyi, bizi asıl yaralayan konuları halletmek istiyordum. belki bağıra çağıra kavga ederdik ama yine de içimiz rahatlardı,

yıldızların altında; vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin