030

1.3K 162 82
                                    

✦ 030

jimin, hastane koridorunda öylece sert banklardan birine oturmuş elini karnına sarmış bir şekilde ağlıyordu - gözyaşları yanaklarına süzülüyor, sessiz hıçkırıkları omuzlarını titretiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jimin, hastane koridorunda öylece sert banklardan birine oturmuş elini karnına sarmış bir şekilde ağlıyordu - gözyaşları yanaklarına süzülüyor, sessiz hıçkırıkları omuzlarını titretiyordu.

"benim yüzümden..." diye fısıldadı acıyla, inatla akmaya devam eden gözyaşlarını silerken sadece bunu tekrar ediyordu. "hepsi benim yüzümden." taehyung evden çıkmadan onu durdurmalı ve sabah gitmesini söylemeliydi, gecenin bir vaktinde onun tekin olmayan yollara çıkmasına izin vermemeliydi; jimin sadece alfası için ona zarar veren kötü bir eş olmuştu.

"jimin, daha fazla ağlama. sana ya da bebeğe bir şey olacak." hoseok'un yumuşak bir sesle söylediği cümlelerden sonra gözleri kocaman açıldı jimin'in.

"b-bebeğime bir şey mi olacak? ona da mı sahip çıkamıyorum?" hoseok sürekli ağlayarak aynı şeyleri söyleyen omegaya sıkıca sarıldı, rahatlatıcı feromonlarını yayarken jimin onun kokusuyla biraz bile olsa sakinleşebildi.

"tae... benim yüzümden orada hyung, gitme diyebilirdim - o kadar da önemli değildi, şımarıkça davrandım. o-ona bir şey olursa nasıl yaşarım?"

"ona bir şey olmayacak, ağlama lütfen. o sizi bırakıp bir yere asla gitmez. hemencecik iyileşip gelecek."

"gelecek değil mi?" ufak omeganın masum sorusu genç adamı burukça gülümsetti, 

"elbette."

jimin, kaza haberini aldığında sabah olmuştu bile - en geç ona haber verilmişti, diğerleri taehyung'un ameliyattan çıkmasını beklemişler ve bunu hamile omegaya daha ne kadar yumuşatarak anlatabileceklerini düşünmüşlerdi. 

oysa jimin tüm gece bir şeyler olduğunun bilincinde uyanıktı; taehyung gittikten kısa bir süre sonra omegası onu huzursuzca uyandırmıştı ve endişeyle birkaç kez taehyung'u aramış ancak telefon hiç açılmamıştı. huzursuzlukla taehyung'un yastığını koklayıp sakinleşmeye çalışmıştı ama kurdu içinde durmaksızın kederle ağlıyordu.

birkaç saat cehennem gibi geçmişti, gün ağardığında hoseok ve seokjin gelip ona haberi vermişti. jimin o anlarda kaskatı kesilmişti ne ağlayabiliyor ne de ağzını açıp bir şeyler söyleyebiliyordu, öylece elleri şiş karnında bomboş karşısında dikilen çifte bakmıştı. omegası bedeninin içinde usul usul ağlayıp yas tutarken jimin sadece, "o nasıl?" diye sorabilmişti.

hastaneye kadar geldikleri yol bulanıktı, tek dayanağı olan bebeğine sıkıca sarılmıştı jimin. elini bir an bile hafif hareketlerini hissedebildiği yavrudan uzaklaştırmamış ondan güç almaya çalışmıştı, "taehyung, bizi bırakmaz. o bizi bırakacak birisi değil." diye geçirmişti aklından, bu düşüncelerle bayılmamaya çalışmıştı. taehyung'u görmeden pes edemezdi. 

"daha bebeğimizi bile kucaklayamadı.... bebeğin günün birinde aldığı tüm o oyuncaklarla oynayacağı anı anlatıp durdu, bunları görmeden gidecek birisi değil. bizi bırakmayacak, değil mi?" derin bir keder içeren son cümlesi sessizlikte kaybolup giderken arabada ona sorulan onca şeye karşın tek söylediği bu olmuştu, sonra da hastane kapısında babasını görünce sıkıca sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.

yıldızların altında; vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin