[omegaverse] , tamamlandı.
kurtlar ve insanların barış içinde yaşadığı bir devirde, insan park jimin - öğretmeni fizik asistanı kim taehyung'a aşık olur ; ufak bir düzeltme, alfa kim taehyung'a.
- texting, düz yazı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
iyice güzelleşmiş havalar ve haftasonunun gelişiyle beraber yoongi hyung ve jungkook'la bir şeyler içmeye çıkmıştık, heyecanlıydım çünkü onlara taehyung'la yaşadığımız bu tuhaf deneme sürecinden bahsedecektim. sokaklarda heyecanla neredeyse seke seke yürüyüşüm jungkook'u güldürmüş sonra da onun da benimle birlikte koşuşturmasına dönmüştü. koşuyor, kaldırım çizgilerine basmamaya çalışarak zıplıyorduk.
"yarışalım mı markete kadar?"
"hayır!" diyerek mızmızlandım, "sana karşı hiç kazanamıyorum ben..."
"söz yavaş koşacağım ya, hadi gel..." gülerek peşine takılacakken yoongi hyung ceketimden yakalayıverdi beni ve gür bir kahkaha atarak devam etti,
"ne yapıyorsunuz siz? bu yaşta baba oldum sanırım, iki bebeğim var sanki!"
"sana babacığım mı demem gerekiyor yani şimdi?" jungkook masum bakışlarla bakarak onun boşta kalan kolunu tutup kendini omzuna atmadan önce konuştu, yoongi hyung duyduğu şeyle bir anda öksürmeye başlayınca gözlerimi şaşkınlıkla büyüttüm.
"saçmalama kook." diyerek öksürüp jungkook'un omzundaki kolunu sıkıştırdı yoongi hyung, "sakın öyle bir şey deme bak." dudaklarımı dişledim, yoongi hyungun durumu kurtarma çabası takdir edilesiydi ama gözlerimin önündeki kızarmış boynunu fark etmiştim bile. sesimi çıkarmadan peşlerine takıldım, anlaşılan o ki tek bir şeyler saklayan ben değildim ve doğru bir zamanda bunun altını kurcalayacaktım.
marketten bir şeyler alıp çıktıktan sonra güzelce ışıldayan ve bizi sıcacık hissettiren bahar güneşinin altında yürümeye devam ettik, çeşitli şeylerden bahsederek laflıyorduk - onlara mantıklı bir anda söylemem gerekiyordu ama bunun ne zaman olacağına karar vermeden araya girdim.
"size bir şey söylemem gerek!" diye seslendim, "biz taehyung'la denemeye karar verdik." cümlemin bitişiyle birkaç adım önümde yürüyen ikili bir an için durakladı ve jungkook yüzünde sorgular bir ifadeyle bana döndü.
"tam olarak ne zaman karar verdiniz buna?"
"ımm... geçen gece?" yoongi hyung kaşlarını çatarak bana doğru bir adım attı,
"senden köşe bucak kaçan adam nasıl oldu da birden karar değiştirdi? hem de gece?" onlara ilerideki bankı işaret ettim ve oraya oturduktan sonra anlatmaya başladım.
"hoseok hyungla konuştuğumuz günün gecesi evime geldi... yani kolum için falan, biliyorsunuz... sonra bir gün sonra jinyoung benden hoşlandığını falan söyleyince...."
"hey hey hey biraz yavaş geç şu olayları." jungkook avuçlarındaki çikolata paketini yuvarlarken araya girdi,
"onunla konuşacağım demiştim ya sana jungkook, konuştuk ve benden hoşlandığını söyledi. bu kadar."
