21: "kıskandın mı"

5.1K 395 223
                                    

Call Me Karizma - Nails

BÖLÜM 21: KISKANDIN MI

"Salıncakları çok severim," dedim, elimdeki plastik kabı çöp kutusuna attığım sırada. Adımlarım salıncaklara yönelirken o da ayağa kalkmış ve peşimden gelmişti. "Benim büyüdüğüm yerde hiç park yoktu. Annem de bir tane salıncak yapmıştı kapımıza ama plastik ip gibi bir şeydendi. Popomu acıtırdı hep," diyerek sağlam olan salıncağa oturup hafif hafif sallanmaya başladım. Çocuklar için konulan emniyet kilidi kırık olsa da küçük olduğu için kıçım sığmadığından yamuk oturmuştu.

Benim yanıma adımlarken, "Nerede büyüdün, dağ başında mı?" diye alay ettiğinde birkaç saniye ona baktım.

"Yani, öyle sayılır." diye mırıldandım.

Küçük çocukların kenarda sıra beklediği gibi omzunu demire yaslayıp bana baktı.

Ayakkabılarıma indirdim gözlerimi. Her zaman bembeyaz olmalarına dikkat ederdim ama bugün çok kirli gözüküyorlardı.

"Annen ve baban seni sever miydi?" dedi, arkama geçtiği sırada. "Yani severler mi?"

"Evet," diye onayladım onu. Oturduğum salıncağı iterek beni sallamaya başladığında itiraz etmedim. "Annemle aramız çok iyidir, babamla pek konuşmayız ama sevmediğimizden değil, ailede hep öyle. Baba biraz kutsal görülüyor diyebilirim. Ayrıca amcalarıma oranla babam kat kat daha iyi. Neden sordun?"

"Merak ettim sadece."

"Sizinkiler?"

"Seviyorlar galiba, hiç hissetmedim," dedi, hafif gülen sesiyle. Bunu nasıl bir ifadeyle söylediğini merak etsem de arkamda olduğundan göremiyordum. "Birinin seni sevip sevmediğini nasıl anlıyorsun ki?"

Sorduğu soruyu birkaç saniyeliğine beyin süzgecimden geçirdim. Bu sorunun belli bir cevabı yok gibi geliyordu.

"Aslında birinin seni sevmediğini anlamazsın. Hissedersin," dedim, kafamı geriye atarak. Gözlerimi kapattım. Belli bir hızda beni sallıyordu ve bu yüzden saçlarım bir öne bir arkaya hareket ediyordu.

"Sana değer verir. Yani üzüldüğün zaman üzülür, sevindiğin zaman sevinir. Tensel teması seviyorsa sarılır, öper. Ama bunları yapmak da zorunda değil aslında. Dediğim gibi babam mesela. En sevdiği rengi, filmi veya yemeği de bilmem; aynı şekilde o da benimkileri bilmez ama seviyoruz birbirimizi. Sevgi tuhaf bir duygu, pek açıklanmıyor."

"Cidden öyle." Bir anda salıncağı durdurduğunda gözlerimi meraklı bir ifadeyle ona çevirdim. "Eve gidelim," dedi, dudaklarını boynuma bastırdıktan hemen sonra. Kafamı sallayıp salıncaktan indim.

Birlikte tepeyi inerken gözüm hemen aşağıda lüks bir arabanın yanında duran adama takıldı. "Sen mi çağırdın?" dedim, gözlerimi ona çevirerek. Bir ara telefonundan bir şeyler yazmıştı, o sırada çağırmış olmalıydı.

"Hıhım," diye onayladı. Arabaya yaklaştığımızda adam hızlıca Uygar'a yaklaşıp anahtarları vermişti. Yolcu koltuğuna geçip otururken Uygar da sürücü koltuğuna oturmuştu.

"Gösteriye çok az kaldı," dedim, kafamı arkaya yaslayıp ona dönerek. "Aynı zamanda sınavlara da."

"Evet. Gergin misin?"

"Hayır." Omuzlarımı silktim. "Bir an önce bitsin istiyorum her şey."

"Sonra?" dedi, birkaç saniyeliğine bana bakarken. "Sonra ne yapacaksın?"

"Memlekete dönerim," diye cevapladım. "Yaz tatilini çoğunlukla ailemle geçiriyorum."

"Neresi?"

Hep Sonradan Köpürdü Dalgalar ✘ gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin