🌙Herdem 14 Bölüm🌙

2.2K 140 25
                                    

Zamanı geldiğinde ödenir en büyük bedel!

Akıllı sanır insan kendini üstün görür diğerlerinden bilmez ki aslında üstünlük akılda değil insanın ruhunda'dır.

Alparslan yeni güne sabah'ın altısın'da kalkıp kendi arazisi olan bölgeye yürüyüş parkuru yaptırmış orada tempo tutuyordu.

Bugün hem onun hem Elif için işe başlayacağı ilk gündü. Yüreğini hoplatan hatta terleten tek kadın oydu!

Ve bu durum gün geçtikçe genç adamın asabi ve sinirli olmasını sağlıyordu.

Aşık olmak sevmek ve en önemlisi bağlanmak planları arasında kesinlikle yoktu.

Kulağında kulaklık koluna taktığı ölçüm aletiyle giydiği siyah sporcu atleti ve kırmızı şortuyla dağılan kumral saçları öylesine alnına dökülmüş kara gözlerini daha'da karartmıştı.

Düşüncüleri oldukça nahoş olmasına rağmen hayallerine sızan görüntüler bedeninin kasılmasını sağlamıştı.

Eliyle hayallerini savurur gibi hareket ettirirken onu takip eden korumalar ise patronlarını şaşkınlıkla izliyordu.

Son tur koşusunu yapıp yürüyerek evin sınırları içine giriş yaparken, bahçeye kahvaltı hazırlayan yeni çalışanlara baş selamı verip eve girdi.

Burnuna dolan kokularla, adımları ondan bağımsız hareket ederken ocak başında harıl harıl bir şeyler karıştıran Elif'le bir kaç saniye hareketsiz kaldı.

Ya kulağına dolan melodik ses ona ne demeliydi.

Ah bu kadın sonu olmazsa iyiydi!

Belki şu yaşına kadar bir kaç birliktelik yaşamış olabilirdi. Duygusal bağdan uzak tabi!

"Kolay gelsin Elif ilk iş gün için hazır mısın" diyen sesle irkilen Elif elinde ki kaşığı yere düşürdü.

Taş zeminde çıkan ses ayrı hava katmıştı.

"Sessiz sedasız yaklaşmak'da tam sana göre" hayıflanan kızla güldü.

"Sessiz gelmedim ki ben sen duymadın o kadar dalmıştın işine" diyip ocakta pişen menemene aşkla baktı.

"Kaçta gideceğiz şirkete şey gitmeden önce mağazaya uğrayabilir miyiz" üstüne başına çeki düzen vermesi lazımdı.

"Olur" tek kelime daha etmeden odasına çıkan Alparslan soğuk suyun altına girip ateş basan bedenini azda olsa hafifletti.

Başını taş fayansa dayayıp kendi kendine konuşup durdu.

"Bitmişsin oğlum sen daha çok yanacağa benziyorsun"

Suyu kapatıp duşa kabinden çıkmış beline sardığı siyah havluyla odasına geçmişti.

Islak saçlarından dökülen su damlaları önce boynuna ardından, göğsüne doğru inerken kumral tenine vuran güneş ışıklarıyla görsel şölen sunduğu bir gerçekti.

Tam bu anda pat diye odaya dalan Elif gördüğü görüntüyle elleri gözlerine siper olmuştu.

"Hih affedersin kapıya vurdum ama duymadın kahvaltı hazır." Diyip aynı hızla odadan çıktı.

Arkasından bakakalan Alparslan Elif'in al yanaklarını ısırmamak için adım atmaya korkuyordu.

"Ufak tefek ama etkisi büyük" oflayarak giyinen Alparslan son olarak saçlarına şekil verip odasından çıkıp kapısını kilitledi.

Bu odanın kapısı her zaman kilitli olurdu .

Kol düğmelerini takarken, siyah gömleğinin yakalarını düzeltip saçlarına eliyle şekil verip bahçeye adımladı.

Herdem!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin