VAMPİRE HİSTORY

I Am Princess{39}

Tanrısal bakış açısı

Her şey yerinde olmalıydı öyle değil mi? Çünkü son çok yakındı herkes için.

"Çok iyi yapmışsın Taehyung, güzel bir yemek herkese iyi gidecektir öyle değil mi büyük baba?" Dediğinde Jisoo bir kaşı havada büyük babasına bakıyordu.

"Evet kızım, yemeğimizi yedikten sonra size açıklamam gereken bir şey var." Dedi Kral.

Herkes şaşkınca krala bakarken daha neyi itiraf edeceklerini bilmiyorlardı.
Herkes yemeğine başlarken Jennie yavaşça kralı süzüyordu bir şeyden şüphelenmemesi gerekiyordu, bu salondaki herkes bugün onun öleceğini biliyorlardı.

"Hm yemekler gerçekten çok güzel olmuş." Dedi Namjoon sessizliği bozarak. Jisoo ona katılırcasına başını salladı. "Evet haklısın canım, gerçekten bayıldım, bugün şarap içer miyiz?" Dedi diğerlerine ithafen.
"Olur ben getireyim birer bardak içeriz." Dedi Jennie. Ayağa kalkıp mahzene indi, iki şişe alıp yukarı çıkarken gözleri Chaeyoung'u görmüştü.

Chaeyoung ona işaret yapıp hızlıca koridordan ayrıldı.
Jennie yüzünde sahte gülümsemesi ile salona geri dönerken şarap şişelerinden birini masaya koydu diğerini de bardaklara doldurmaya başladı, kralınkine de doldurduktan sonra yerine oturdu.

"Büyük baba açıklaman gereken şeyi dört gözle bekliyorum." Dedi Jisoo.
"Ahaha, ah kızım biraz sabırlı ol." Diyip sahte bir samimilik ile gülümsedi.

Bir sür sonra herkes yemeğini bitirmişti, kral koltuğunda biraz yayıldıktan sonra dudaklarına değdirdiği peçeteyi masaya koydu.
"Durum şu ki, Jungkook, Lalisa ve Chaeyoung insan dünyasından kaçmış."
"Ne?!" Dedi Namjoon, tabiki haberi vardı ama asıl şaşırdığı kralın bundan nasıl haberi olabiliyordu?

"Nasıl olur?" Dedi Jisoo.
"Bir şekilde kaçmışlar, onların izini sürmeliyim, bugünlük yemeğe bensiz devam edin gerçekten çok yorgunum çocuklar." Diyip ayağa kalktığında Jenni krala seslendi.
"Kralım bir hafta sonra olacak davet için kıyafetinizi dikmeye başladım istediğiniz kumaşları bana gönderebilir misiniz?" Dedi. Bunu deme sebebi her şeyin olduğu gibi devam ettiğini göstermekti, oyunculukları çok iyi olmalıydı yoksa kral yerine onlardan birinin canı giderdi.

"Kumaşları ben seçmeyeceğim, senin zevkine güveniyorum." Dedi ve yavaşça salondan ayrıldı.
"Pekala bizden bu kadar, gerisi onlarda." Dedi Taehyung.
"Umarım onların başına bir şey gelmez!" Dedi Jisoo.
"Gelmez yanlarında Jimin ve Chaeyoung da var." Dedi Jennie.
"Chaeyoung mu nasıl ?" Dedi Namjoon.
"O da gelmiş az önce gördüm." Dedi Jennie.

Bu sırada kral bunları duymuştu ve şimdi yüzleşme zamanının geldiğini biliyordu, bir asker ordusunu kendiyle birlikte odasına getirirken onların öldüğüne emin olacaktı.
Odasına önce o girdi, etrafa baktı kolaçan etti, kimseyi göremiyordu, artık mor gözlerinden de eser kalmamıştı onların gücü de gitmişti.

"Çıkın ortaya!!" Diye bağırdığında kimse karşısına çıkmadı.
Kapı kendi kendine kapanırken kaşları çatık etrafa bakıyordu şimdi kral, kimseyi göremiyordu odada kimse yoktu!

Göremiyordu ama bir ses duymuştu, adım sesleri, ritmik şekilde ona yaklaşan adım sesleri.
Adımların sahibi kimdi?

"Kimsin?!"dedi paniklemişti ve korkusundan titriyordu şimdi.
O hiçlikte kendini gösteren kişi Lalisa'ydı. Görünmezlik gücünü kullanıp kralın karşısına geçmişti şimdi.
Elleri cebinde yavaş yavaş adımlarını kralın karşısında sonlandırdı.