The End {40} part.0.1

489 68 48
                                    

Lalisa'dan

Yeni başlangıçlar neler doğururdu? Neler yapardı insana, ne gibi bir etkisi olurdu? Ben bu soruların tüm cevaplarını yaşayarak öğrenmiştim.
Pekala şimdi nerdeyim? Tamda olmam gereken yerde.
Hak ettiğim bir yerde olduğumu biliyorum, bunu hak ettiğimi anlayabilmem çok uzun zamanımı aldı, kaç tane fedakarlıklar yaptım bilmiyorum ama her günüm bir kez daha düşünerek geçti.

"Lalisa güzelim renginden emin misin, bak son kez soruyorum çünkü dikeceğim."

"Evet eminim Jennie mor olsun istiyorum."

O acı dolu günü unutmamıştık, unutamazdık da, unutmamalıydık, acılarımızdan güç aldığımız gündü hepimizin bağları vardı onunla, hepimiz de koparmak zorundaydık o bağı ve ben bunu zor olsa da başarmıştım.

"Pekala sen bilirsin, artık mor rengi neyi ifade ediyorsa her şey mor olsun istiyorsun." Dedi merakla Jennie.
Ben ufak çaplı bir gülüşten sonra konuşmaya başladım.
"Jungkook'u ve beni temsil ediyor." Dediğimde gözlerini çıkarırcasına baktı bana.
"Tanrı aşkına bula bula moru mu buldunuz? Mesela aşkın temsili kırmızı asilliğin siyah, yani mor-?"

"Mor sadece bizi temsil ediyor o yüzden moru seviyorum, hem gözlerim de mor renkte güzel değil mi yani?"dediğimde başını aniden iki yana salladı.
"Hayır hayır, çok güzel tamam bir şey demedim." Diyip önündeki dikiş makinesiyle elbisemi dikmeye devam etti.
İçeriye aniden giren Chaeyoung ile bakışlarımı ona çevirdim.

"Lalisa, karar verdin mi?" Dediğinde başımla onayladım "Zaten vermiştim mor renkte olacak." Gülümseyip sarıldı, yanaklarımı sıkarken ona gülümseyerek bakıyordum.

"Tamam çok güzel, benimki ne durumda Jennie?" Dedi Chaeyoung.
"Ah Chae seninki bitti, Lalisa zorla karar verdiği için onunki sona kalmıştı, istediğin gibi kırmızı oldu istersen bak bir kere arka taraftaki askıda." Dediğinde ellerini birbirine çarparak oraya doğru gitti Chaeyoung.

Gitmesiyle çığlık atması bir olmuştu, elinde elbisesi ile yanımıza gelirken ona gülmeden edemiyordum.
"Yia Jennie çok güzel olmuş bu! İnanamıyorum çok beğendim ellerine sağlık!" Diyip Jennie'nin boynuna atladı.

Sandığınız gibi yıllar geçmedi o günün üzerinden, sadece iki ay geçti ben de bu iki ay içerisinde prenseslik dersleri aldım, gerek Jisoo'dan gerek de Jennie'den ve başka asil kadınlardan.

Gerçekten olmasa da iyileşmiştik, eskisi gibi boynumuza sarılacak eller yoktu, rahattık, ne kadar yabancı bir kelime değil mi?
Özgürdük...

"Sen ne giyeceksin Jennie?" Dedi Chaeyoung. "Hm ben ekstra bir şey giymeyeceğim, önceden diktiğim ama giyemediğim yeşil bir elbisem var onu giymek istiyorum." Dediğinde gözlerinin güldüğünü fark ettim.

"Çok özel olmalı." Dediğimde gülümsedi. "Evet öyle, o elbiseyi Taehyung tasarladı ama bir türlü giyememiştim, vakit olmadı ya da uygun bir tören bulamadım, sürekli erteledim hatta bir keresinde bunun için kavga bile etmiştik ama şimdi giyeceğim kendimi hazır hissediyorum." Diyip ayağa kalktı. Arka taraftaki askılardan yeşil bir elbise getirirken gözlerime inanamadım çok güzel duruyordu elbiseye baktığınızda sizi eskilere götürüyordu, çok hoş ve şıktı.

"İnanamıyorum çok hoş!" Dedi Chaeyoung "Evet bence de çok güzel, kesinlikle giymelisin." Dediğimde güldü.
"Daha iki günümüz var kızlar, a-ayrıca şimdi giyersem başkası görebilir."
Evet bunu unutmamalıydık, gerçekten buna inanıyor gibiydi, törenden önce diktiği elbiseleri başkası görürse onun için kötü şans getirirmiş. Bu nedenle de her zaman elbiselerini saklarmış.

VAMPİRE HİSTORY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin