Come Back Home{34}

561 70 85
                                    



"Uyandı mı?"
"Jungkook bu yetmiş sekizinci soruşun ve ben hala hayır diyorum yeter ya!" Jennie'nin sitem dolu sesini duyduğumda gözlerimi aralamaya çalıştım, başımda olan ağır bir ağrı vardı.
Gözüme akın eden ışık gözlerimin kamaşmasını sağlıyordu.
Ellerimi gözüme örterken bir bağırış sesi duydum.
"İşte işte uyandı!!!"
Diyen Jungkook'un sesiyle birlikte yüzünü de görüş açıma girmesiyle görmüştüm. Bana gülümseyerek bakarken elimi sıkıyordu, ayağa kalkmaya çalışırken karnımda hissettiğim ağır acı yüzünden yüzümü buruşturdum.
"Dikkat et, iyi misin? Çok mu acıdı?" Dediğinde başımı iki yana salladım.
Boğazımda hissettiğim kuruluk acı bir tat vermişti.
"Lalisa güzelim iyisin dimi?" Diyen Jungkook'a gülümseyip başımı onaylarcasına salladım.
"Jungkook biraz müsade eder misin?" Diyen Jennie Jungkook'u biraz itip yanıma geldi koluma bağlanam seruma bakıp gülümsedi.
"Serum bitince kalkarsın tamam mı?" Dediğinde başımı salladım.
Jennie odadan çıkarken bakışlarımı Jungkook'a çevirdim.
"Lalisa iyisin dimi?"
"J-jungkook evet iyiyim."
"Tamam güzel, sana anlatacaklarımı dikkatli bir şekilde dinle tamam mı?"Başımı salladım. Sesini düzeltip saçını eliyle karıştırdı.
"Öncelikle kral bu kararı vermemeliydi, bunda çok haklısın fakat Lalisa neden öldürmek istedin?"
"Çok basit Jungkook, o beni öldürmek istedi."
"Lalisa sana zarar verdi! O bir kral ve ben bunun intikamını bile alamıyorum."
"Jungkook b-ben asla yenik düşmeyeceğim."
"Biliyorum güzelim ama burdan gitmemiz gerekiyor."
"Gitmemiz mi?"
"Seni yalnız bırakacak değilim Lalisa! Seninle geleceğim ve beraber şehre gideceğiz." Ona samimi bir şekilde gülümserken serumlu elimle onun yanağını okşadım. Elimin üzerine elini koydu ve okşadı.
"Benim yüzümden kendi yaşadığın şehri terk etmeni istemiyorum. Sen burda mutlusun." Başını iki yana salladı.
"Sen de benim için geldin buralara, ayrıca benim mutlu olduğum tek bir yer var o da senin yanın, seni yalnız bırakmayacağım Lalisa."
"Jungkook-" "Lalisa lütfen ısrar etme seninle geleceğim bitti." Ofladım ve bıkkınca nefes verdim. Saçımı düzeltirken kaküllerimin aralık bıraktığı alnıma öpücük kondurdu.
"Buranın tadını baya aldık biraz da şehre inelim." Dedi ve güldü. Onun bu memnun tavrına gülümsedim.
Aklıma gelen soru ile Jungkook'a döndüm.
"Jungkook benim mor gözlerim var ya hani." Başıyla onayladı.
"Ben Seokjin'i öldürdüm benim de güçlerim yok olacak mı?" Başını iki yana salladı. "Eğer o yok edeceğin bir can başka canları yakmışsa bir şey olmaz ama suçsuz birini öldürürsen güçlerin yok olmaya başlar."
"Benim güçlerim yok olacak mı?" Dediğimde başını iki yana salladı.
"Senin kalbin melek gibi ki neden yok olsun." Dediğinde aklıma gelen şeyle yüzümü buruşturdum.
"Ne oldu?" Dedi. Sesimi düzeltip konuşmaya başladım. "Bir şey saklamak da kötü bir şey mi?" Dediğimde kaşlarını çattı. "Ne o Lalisa benden bir şey mi saklıyorsun?" Dedi yutkundum. "Evet aslında saklıyorum ama devam etmek istemiyorum çünkü seni kaybetmek istemiyorum Jungkook." Kıkırdadı. Ben ona şaşkınca bakarken o hala gülüyordu.
"Hayır yani sana kızamıyorum da!" Ben konuşmaya devam ettim bunun daha fazla devam etmesini istemiyordum.
"Hani şu çocuk var Tayong, ondan bir görev yapmasını istedim ama aptal çocuk bir türlü bana inanmadı bu akşam sekizde bulaşacaktık am ben burdayım."
"Bu akşam mı? Haha! İki gün önceki sekiz olmasın." Kaşlarımı çattım.
"O kadar oldu mu?" Dediğimde başıyla onayladı.
"Her şeyden haberin vardı Lalisa, asıl senden bir şey saklayan benim."
Dedi ve yüzünü yere düşürdü. "Olaylar olmasaydı sen yine de o çocukla buluşmayacaktın çünkü ben ona para verdim seninle buluşmaması için, olayın sabahı." Şaşkınlıkla onu dinlerken bu gülümsememe sebep olmuştu. "Sen beni kıskandın mı?" Dediğimde dudaklarını büzdü. "Yani ucundan belki" diyip işaret ve baş parmağını kısarak gösterdi.
Güldüğümde karnıma giren ağrıyla yüzümü istemeden buruşturdum.
"Lalisa iyi misin?! Bak Jennie'yi çağırabilirim." Dediğinde başımı iki yana salladım.
"Neden geçmiyor ki?" Dedim. Bana baktı ve öylece kaldı.
"Bıçakta zehir varmış." Kaşlarımı çattım.
"Ne nasıl? O kahvaltı bıçağıydı." Dediğimde başını iki yana salladı.
"Lalisa, senin yapmadığına adım kadar eminim ama senin yaptığını düşünen diğerleri yani Jimin ve kral, senin hakkında sürgün davası açtılar." Gözlerim büyürken kulaklarıma inanamadım.
"J-jimin mi?" Sesimdeki hüzün, hayal kırıklığı o kadar belliydi ki üstüne başka söz söylenemezdi.
"Ama nasıl olur o bizim dostumuz?" Başıyla onayladı.
"En başından beri her şeyi o yapmış, sen başarısız ol diye oka zehri koymamış, bıçağa bilerek zehri koymuş ve tam o sırada da zihnine girmiş Lalisa bir anda kralı öldürme fikri gelmişti hatırlıyorsun değil mi?"
"Hatırlıyorum Jungkook, gözüm dönmüştü sanki ben değil gibiydim bunları yapan."
"Ve şimdi de yasadan dolayı değil de bunun yüzünden sürgün yemen lazım, Jisoo da olmasaydı aslında idam alacaktın." Neler diyordu? Bu kararları veren benim büyük babam mıydı?

VAMPİRE HİSTORY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin