3

863 128 39
                                    






Bileklerimdeki tüm güçle raketi topa çakarken nefes nefeseydim. Alnımdaki saçlarımı geriye savururken Taehyung'un yaptığı hamleyle tekrar bana doğru gelen topu atlattım.

"Bak ciddiyim. Seul'un en fena şubesine düşmüşüm Taehyung. Herkes mi afet olur ya!"

Taehyung sözlerime kahkaha atarak karşılık verdi.

"Bana yakışıklılardan bahsetme. Hala Sun-Lee belasını def edemedim başımdan!"

Taehyung'un dört aydır süren göstermelik bir ilişkisi vardı ve partneri de çok severek bahsettiği Sun-Lee'ydi. Taehyung'un kızdan zerre kadar hoşlanmamasının üstüne kızın sevgilisi Taehyung'u tehdit edip duruyordu.

"Namjoon hyung dört ay sürecek dememiş miydi? Neden hala bitirmiyorlar?"

Tenis topuna bir kez daha vurduğumda hızla karşımdaki duvara yapışarak Taehyung'un tarafına uçtu.

"Ne bileyim ya oyuncak ettiler."

"İşin kötü yanı dört aydır birlikte olmanıza rağmen ilişkinin gerçekliğine inanan kimse yok."

"Çünkü birbirimize tiksinerek bakıyoruz."

Güldüm ve onayladım. Cidden Sun-Lee ve Taehyung birbirlerine tiksinerek bakıyordu. İkisi de güzel ve yakışıklı insanlardı ama birisinin sevgilisi vardı diğeri ise gaydi ve sürekli bir kızla takılmak zorundaydı. İkisi için de eziyet gibi geçen göstermelik bir ilişkiydi işte.
Benim de eskiden bu tarz medyaya sunulsun diye yaşadığım bir ilişki olmuştu. Halk tarafından beklenmedik bir şekilde çok fazla sevilmiştik. Neredeyse ikimizin hayranlarının tamamı bizi destekliyordu. Ama iki yıl önce sevgili olduğumuz kız benden ayrıldıktan hemen sonra evlenmişti ve sonrasında hayranlar benim iki aşığın arasına girmeye çalışan adam olduğumu falan söylemişlerdi.
Dizideki ikinci erkek rolümü özel hayatımda da üzerimden atamadığım hakkında yüzlerce makale yazılmıştı...

Sonuç olarak şu an hat safhada bekardım ve en az Taehyung kadar gaydim. Namjoon hyung bunu biliyordu elbette ve en büyük destekçimdi. Ama durumu kontrol altında tutabilmek onun göreviydi. Ufacık bir yanlışım tüm şirketi tehlikeye sokardı.

"Ben kazandım!"

Dalıp gittiğim düşüncelerimden Taehyung'un zafer çığlığı atan sesiyle çıktığımda somurtarak raketi yere attım ve duvara sırtımı yaslayarak dibine oturdum.
Taehyung 'seni nasıl yedim ama' adını verdiğimiz zafer dansını yapmakla meşguldü. Hangimiz kazansak bu abuk subuk hareketleri yapıyorduk.

"Yakışıklı dedektifler dışında nasıl geçti peki? Hayal ettiğin gibi bir meslek miymiş?"

Saçma hareketlerin son bulmasıyla o da benim yaptığımı yapıp yanıma oturdu. Sorduğu soru ise biraz düşünmeme sebep olmuştu. Hayal ettiğim dedektiflik cidden bu muydu? Pekala elbette brooklyn nine nine gibi bir ortam falan beklemiyordum ama ceset olayı beni biraz fazla ürkütmüştü.

"Dedektifliğe bu rolü almadan önce de çok özendiğimi biliyorsun. Oyunculukla uzaktan yakından alakası olmasa da özenirdim işte ne bileyim. İdol olarak iyi bir kariyer yapamazsam bırakıp polis akademisine gireceğim derdim kendime hep. Ama... o kadar da benlik değilmiş sanırım."

"Neden böyle düşünüyorsun?"

"Bugün ceset görünce kustum."

Taehyung başını iki yana sallayarak güldü. Sabahki görüntünün aklıma düşmesiyle tekrar midem bulanır ve göğsüm sıkışırken yüzümü ellerime yasladım.

"Bu gayet normal değil mi? O an aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyorum."

"Çok, çok kötüydü. Bir insan bir insana bunu neden yapar ki?"

Detective Jeon | JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin