Jungkook'un Taehyung'un evine gelmeyi kabul ederken biraz da olsa rahatsız hissettiğinin farkındaydım. Taehyung eve gelene kadar da o rahatsızlığı üzerinden atamamış, gayet yakın dakikalar geçirsek bile sonunda hep sıkıntılı nefesler almıştı.
Bunu ona sorduğumda "sahte sevgilinin evinde olmaktan çokta memnun değilim" diye beni cevaplamıştı. Kesinlikle haklı olduğunu inkar edemezdim ama yine de onu rahatlatmak için dakikalarca dil dökmüştüm.Sonucunda o kadar dil dökmem boşaymış gibi Taehyung geldiğinde yalnızca yarım saat sohbet edip beni şaşırtacak bir samimiyet geliştirmişlerdi. Taehyung gerçekten herkesin anlaşabileceği türde bir insandı ama konu Jungkook olduğu için biraz tedirgindim. Fakat şimdi o ikisinin karşılıklı biralarını tokuşturarak sohbet edişini izliyordum.
Salondaki geniş sehpanın üzerinde Taehyung'un gelirken aldığı üç tane altılı bira ve bir saat önce sipariş ettiğimiz kızarmış tavukların boşalmış kutuları vardı. Üçümüz de koltuklar yerine sehpanın etrafında yere oturmuştuk. Jungkook tam karşımda olduğundan Taehyung'a kahkahalar atışını, alkol aldıkça mayışan suratını izlemem daha kolaydı.
Jungkook ve ben Taehyung'a uzaklaştırma alma mevzusunun detaylarını anlattığımız anda arkadaşım adeta bir Jungkook fanı olmuştu.
"Şiddete karşıyım yani yanlış anlama da..." diye başlayan onlarca cümlenin devamını "iyi yapmışsın, ben olsam ben de aynısını yapardım, oh ellerin dert görmesin" gibi cümlelerle getirmişti.
Yıllardır Taehyung'la arkadaş olsam da Jungkook'la yan yana gelince apayrı bir yönü ortaya çıkmıştı. Tanrım... resmen aynılardı.
Bir süredir ortalarda görünmeyen yavru kedi salonun kapısından sakince girip masaya yaklaştı ve sehpanın üzerine atlamaya çalıştı. Yalnızca çalıştı çünkü boyu sehpaya göre çok küçük olduğundan poposunun üzerine düşmüştü. Bu tatlılığına dayanamayarak onu kucağıma aldım.
"Bu kedi nereden geldi Taehyung?"
"Jeju'dayken Seokjin'le onu piknik alanında bulduk. Çok sevdi evine almak istedi ama biliyorsun kedi tüyüne alerjisi var. O yüzden ben aldım, arada ona videolarını atıyorum. Çok tatlı değil mi?"
Konuşurken gözleri kucağımdaki ufaklığa dalıp gitmişti. Gerçekten ona sevgi dolu bakıyordu. Bu hikaye beni biraz şaşırtmıştı çünkü Jeju'dan döndüklerinde Seokjin hyunga zorla yaptıkları her şeyi anlattırmıştım. Teyzesini ziyaret ettiğini ve boş vakitlerde Taehyung'un çekimlerini izlediğini söylemişti bana. Farklı bir şey olmadığı konusunda ısrarcıydı.
"Gerçekten çok tatlı."
"Fareye benziyor."
Jungkook'la aynı anda kurduğumuz birbirinden uzak cümleler yüzünden sehpanın altına uzattığım ayağımla onun dizine bir tekme attım. Benim yanımda demesi neyse ama neden bir de Taehyung'a kedisinin fareye benzediğini söylüyordu ki?
"Onu ilk gördüğümüzde fare sandık aslında. Tüyleri falan kirlenmişti şimdiki gibi değildi. Hatta Seokjin fare sandığı için korktu ama sonra miyavlayışını duyduk."
Pekala, sanırım Jungkook'un da onu fareye benzetmesinde sorun yoktu...
Sohbet kedi ve fareler üzerinden devam ederken Jungkook lavaboya gitmek için yanımızdan ayrıldı. O gider gitmez Taehyunga döndüm.
"Seokjin hyungla aranda ne geçti senin? Niye bugün onu çağırmamı istemedin?"
Sorduğum sorularla Taehyung'un suratı asıldı.
"Biz Jeju'da güzel vakit geçirdik. Onunla normalde seninleyken görüşürüz veya hep setlerde, şirkette görürüm ama adada vakit geçirmek çok farklıydı. Apayrı bir Seokjin'le tanışmış gibi hissettim." Çenesini avucuna yaslamış boşluğa bakıyordu. Evet bu konunun varacağı yeri biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Detective Jeon | JiKook
Non-FictionÜnlü oyuncu Park Jimin yeni dizisinde üstleneceği dedektif karakterine hazırlanabilmek için dedektif Jeon Jungkook'la iki ay geçirir.