Bölüm 1|Ruhumdan Kopan Parçalar

11.6K 647 855
                                    


8 Kasım 2007

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8 Kasım 2007

O soğuk yağmurlu kasım günü babamızın mezarının başında bir biz birde yavaş yavaş son dualarını okuyan hoca efendi kalmıştı. Havada acının belirgin kokusu vardı. Acı ve hüzün ete kemiğe bürünmüş bizimle birlikte yas tutuyorlardı sanki. Gökyüzü bunu anlamış gibi en koyu bulutlarını bizimle birlikte ağlaması için üzerimize toplamıştı.

Ne ben ne de abim babamızı içine alan topraktan henüz başlarımızı kaldıramamıştık. Belkide birbirimize ne söyleyeceğimizi, nasıl teselli edeceğimizi bilmiyorduk. On üç ve on sekiz yaşlarında iki çocuktuk sadece. Ama hayat yaşımıza bakmadan omuzlarımıza ağır yükler bırakmıştı bile.

Biraz sonra hoca efendi de duasını bitirmiş ve son kez başsağlığı diledikten sonra seri adımlarla yanımızdan uzaklaşmıştı.Sanki daha fazla bu durumun içinde olmak istemiyordu,kim isterdi ki? Artık tüm yalnızlığımızla baş başa kalmıştık.

Yavaşca gözlerimi diktiğim o boşluktan kaldırdım. Abimin tek eliyle öç almak ister gibi sıktığı babamızın toprağına daha sonra da kan oturmuş gri harelerine değdi gözlerim. O an bir damla gözyaşı, kan çanağı gözlerinden yanağına süzülüyordu. Kalbimin parçalara ayrıldığını hissettim. Sanki zaman durmuşta garip bir dejavunun içinde sıkışıp kalmıştık.

İki yıl önce yine bu mevsimde yine aynı bozuk havada bu sefer annem için aynı gözlerden süzülen yaşlar babamınkilerdi. Ellerim babamın isminin yazılı olduğu tahtada gezindi. Söylemekten hep gurur duyduğum ismini içimden defalarca kez tekrarladım.

Yarbay Muhammet Boz...

Ama artık Şehit Yarbay Muhammet Boz olmuştu. Benim babam artık yoktu,şehit olmuştu. Zihnim bu gerçeği ilk kez öğreniyormuş gibi irkildi. Gözyaşlarım tekrardan şiddetle yanaklarımdan süzülmeye başladı. Alnımı babamın isminin yazılı olduğu tahta mezar başlığına yaslayıp orada kendimi hayattan soyutlamak istedim. Annem öldükten sonra defalarca kez Allah'ın beni de annem gibi yanına alması için açmıştım avuçlarımı. Ancak bu dünyada daha fazla acı çekmem gerekiyormuş.

Gözlerim bu sefer babamdan annemin mezar taşına takıldı. Sonunda birbirlerine kavuşmuşlardı ama bu seferde bizi tamamen onlarsız bırakmışlardı. Boğazımdan bir hıçkırığın daha firar etmesiyle yağmur yüklü bulutlar, bunu işitmiş gibi şiddetle yağmaya başladı. Omzumda hissettiğim elle bakışlarım abime kaydı. Daha gözlerimiz buluşmadan beni hızla kollarının arasına almıştı bile.

Bir süre sonra birbirimize sarılmış ağlıyorduk. Yağmur şiddetlendikçe biz birbirimize sokulup daha da çok ağladık. Böyle kaç dakika kaç saat geçirdik bilmiyorum ama bana asırlar sürmüş gibi geldi. Sonra omuzlarımından tutup nazikçe doğrulttu beni. Gözlerim artık çaresizlikle gözlerinin içine bakıyordu. O an bütün olanları bir kenara bırakıp şefkatle baktı gözlerimin içine.

METELER: Sert Adamlar Sert Oynar!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin