Bölüm 9|Köy¹

4.9K 370 174
                                    

Yeni bölümden hepinize merhaba canlarım, bölümü yayınlamakta wattpadden dolayı bazı sıkıntılar çektim ancak sonunda halloldu ve yayınlayabildim.

Oy vermeyi ve satır arası yorum bırakmayı unutmayın lütfen.
Seviyorum sizi, keyifli okumalar🐣

**

"Kurşunu çıkarın Üsteğmenim."

Garip bir dejavunun içine hapsolmuş olmalıydım. Yıllar geçmiş, görev yerim ve arkadaşlarım değişmişti ancak o kadar değişen şeye rağmen hâla bir şeyler başkası yokmuş gibi beni buluyordu. Yine peşimize düşen zibilyon tane terörist ve yine bir kurşun yarası. Değişen sadece yaranın yeri ve sahibi.

"Yapamam Üsteğmenim. Yanlış bir müdahalede bulunabilirim, hastanede tedavi görmeniz en doğrusu."

Diz çöktüğüm yerden kalkıp tekrar eski yerime dönmek için hareketlendim.

"Hem çok fazla yolumuz kalmadı. Biraz dinlendikten son-"

Lafımın kesilmesine neden olan yanından uzaklaşmak için yaptığım hamleyi bileğimi kavrayarak savuşturmuş olmasıydı. Gözlerim ay ışığının aydınlattığı bileğimi kavrayan eline kayarken ne diyeceğimi unutmuş birkaç saniye öylece eline bakakalmıştım. Bakışlarım gecenin karanlığından daha koyu olan harelerine kayarken tüm ciddiyetiyle "Yaparsınız Üsteğmenim." dedi.

Tam itiraz etmek için ağzımı açmıştım ki izin vermeyerek devam etti.

"Yara enfeksiyon kapmak üzere, bu şekilde devam edersem köye varmadan enfeksiyon bütün vücuduma dağılmış olur. Beni bırakıp devam edin desem de biliyorum bırakmazsınız."

"Bu bir seçenek dahi olamaz Üsteğmenim."

Sesim o kadar net çıkmıştıki birkaç saniye duraksamasına neden oldu. Başımıza ne gelirse gelsin onu kendimi kurtarmak için bırakacak kadar alçak olamazdım.

Timle ilk tanıştığım gün hangardan içeri girer girmez gözüme çarpan, duvarda yazılı olan söz aklıma gelince hafif tebessüm edip "Meteler geride adam bırakmaz." dedim. Karanlıkta çok net göremesemde dudağının kenarının kıvrıldığına emindim.

Eli halen bileğimi kavrarken
"Devam edebilmek için buna mecburuz Üsteğmenim. Daha önce de yaptığınızı biliyorum. Bir kez daha yapabileceğinize eminim." dedi.

Hiçbir şey söylemeden kararsızca yüzüne bakıyordum. Gerçekten bir kez daha yapabilir miydim? Hey Allahım ya neden sürekli kendimi böyle durumların içinde buluyorum, benim burnum hiç mi boktan çıkmayacak?

"Lütfen Üsteğmenim, bu şekilde daha fazla devam edemem."

Sanırım daha fazla itiraz hakkım kalmamıştı. Hoşnutsuz bir nefes verip el mecbur kabul ettim.

"Tamam kurşunu çıkaracağım."

"Sağolun Üsteğmenim."

Deminden beri eli bileğimi kavramış bir haldeydi. Bırakmamaya devam edince"Kurşunu çıkarabilmem için bileğimi bırakmanız gerekiyor Üsteğmenim." dedim.

Söylediğim şeyle birlikte güçlü eli anlık bileğimi bırakmıştı.

"Pardon Üsteğmenim, fark etmemişim."

Bu sefer diz çöktüğüm yerden kalkıp etrafta ateş yakabileceğim çalı çırpı aramaya koyuldum. Çok uzaklaşmadan kucağımda yeterince yakacak çalı çırpı ile döndüğümde Mete, oturduğu yerden yaptıklarımı izliyordu. Çalıları kolay yanacak şekilde dizip yanlarını da daha kalın ağaç dallarıyla destekledim. Çabucak yanım sönmesini istemezdik. Tutuşturmak için birazcık kuru ot koparıp tekrar Mete'nin yanına döndüm.

METELER: Sert Adamlar Sert Oynar!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin