HİKAYELER ve NASİHATLER

2.

Tarık gençti, uzun boylu, kumral, yaşıtlarının ilgisini çeken genç bir delikanlıydı. Annesi ve babası namazlı abdestli insanlardı dolayısıyla günahı sevabı bilirdi ama kendisini henüz nefsini yenip namaza yönelmiş birisi değildi. Daha doğrusu jenerasyonunda verdiği etkiyle kızlar ile ilgilenmekten vakit bulamıyordu. Hayatına bir sürü genç kız girip çıkıyordu. Bir insanın evlilik hayatında yaşayacağı o güzel duyguların çoğunu Tarık şimdiden doyasıya tatmıştı zaten..

Bir sürü kızın kalbini bir süre umut ile filizlendirip canı sıkılınca o filizi solduruyor, diğerine yöneliyordu. Tarık artık askerliğini de yapmıştı, işi gücü yerinde bir delikanlı olmuştu. Kızlar ile flörtleşmekten bir hayli sıkılmıştı, anneannesinin/annesinin "oğlum mürüvvetini görmeden ölmeyeyim" baskılarına da dayanamıyordu.

Annesine "anne bana helal süt emmiş, güzel, bakımlı, namazlı, abdestli, eli erkek eline değmemiş birisini bakta, evleneyim" demişti. Gençliğini böyle yaşamış birisine annesinin "oldu oğlum, muz yerken çilek tadınıda almak ister misin?" gibi bir cevap vermesini beklerdik ama maalesef oda tabiki oğluna eli erkek eline değmemiş(!)(annesinden gizli bir sürü sevgilisi olmuş) bir kız arayışına düşecekti. Zaten tek akıllı Tarık ve annesiydi...

Peki Allah bunlar gibi kötü düşünceli insanlardan habersiz miydi? Tabii ki değildi. Kur'an'ında şu şekilde buyurmuştu çoktan;

"Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara yaraşır (ve layıktır) . İyi kadınlar ise iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara yakışır." (Nur/26)

Biliyorum, bu yazdığım örnekten sonra sinirlendiniz, nasıl masum kızların vebaline girebilirler diye düşündünüz.

Daha sonra Rabb'imizin ayeti ile gönülleriniz ferahladı. Bizler nasıl olursak, eşlerimizde öyle olacaktır kardeşim, kendimizi uyanık sanmanın lüzumu yok.

Rabbim zina bataklığına düşmüş gençlerimize, oğullarını bu şekilde pofpoflayan annelere hidayetini versin.

Kınamayalım, dua edelim.

Esselamünaleyküm...