Herkes bilmediği konunun üstadı, imtihan olmadığı konunun kahramanı kesiliyor, şu canını sevdiğim dünyada insanlara dert anlatmaya gör, başlıyorlar.
"Ooooo ben olsam var ya hiç altta kalmazdım, çeker giderdim, ben olsam varya o işin hakkından gelirdim, ben olsam varya asla geri durmazdim" demeye hatta daha da başına gelmemiş konularda cüretkar davranıp, çektiğiniz acıları küçümseyerek, dertlerinizi dert saymayarak, aynı yoldan geçmedikleri, aynı üzüntüyü tatmadıkları, ağlamadıkları, çaresiz kalmadıkları halde sizin yıllarınız belki gençliğinizi verdiğiniz imtihanlar için, kolayca, basitçe
"Ben olsam bir dakika bile çekmezdim" denilebiliyor.
Elimizde emanet bulunan şeylerin sahibi sanıyoruz kendimizi, kaybetmediğimiz halde kaybedenlere gülüp geçiyoruz halbuki en az onlar kadar insan en az onlar kadar kaybetmeye musaidiz ve başımıza gelmemiş hususlarda daha da fazla konuşarak imtihanları çekiyoruz üstümüze...
İnsanoğlu elindekinin kıymetini kaybetmeden bilmiyor ,her nimetin şükrünü eda edebilmeyi bilseydik kaybetmez kazanırdık lakin biz hep kınamayı, hep daha fazlasını istemeyi hep şikayet etmeyi seçtik, kaybedenler aptal kazananlar zeki kuralını İslam değil kapitalizm koymuştu aslında lakin bizde böyle öğrendik sınıf ayrımının yapıldığı her kurumdan!
Nefsi kırılmıyor insanın kaybetmeden, terbiye olmuyor üç beş kayıp görmeden, halden anlamıyor damdan düşmeden, öyle ki dert anlatanin derdini dahi anlama kabiliyetimiz yok aynısını yaşamadan, öyleyse biraz da hak vermeye ne dersiniz, kendi penceremizi kapatıp karşı pencereden bakmaya ne dersiniz, işte belki o zaman kaybetmeden anlarız kaybedenlerin halini ve tedbirimizi alırız tüm kayıplara karşı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİKAYELER ve NASİHATLER
Ficção AdolescenteBu kitaptaki her şey alıntıdır. Ben sadece burada paylaşıp bilmeyen arkadaşları bilgilendirmek için yazıyorum... *Bölümler birbirinden bağımsız. Alıntıladığım sayfanın instagram hesabı; @dava_islam_ @ilanihayeumutlar