Dün gece sabaha kadar uyuyamadım, aldığı nefes saplanır mı insanın ciğerine inanın saplandı.. Mehmedim Peygamberine şehit olarak kavuştu, bu zaten her birimizin duası ve hayalidir.. Bu sebeple onlara sadece huzurla tebessüm ettim.. Onlar makamlarına en güzel şekilde kavuştular peki ya biz?
Benim konuşmalarım herkesin nefsine hitap etmez..
Ben ağzımı açınca korkanlar var.
Hakkı söyleyince kaosa kapılanlar var. Buda gayet normal.
Sahte dünyadan, süsleyip çektiğim evimin köşelerinden bahsetsem herkesin hoşuna gider.
Ben kıyamete sürüklenen ve hiçbirşeyin iyiye gitmeyeceği hadislerle bildirilen bu dünyada pembe gözlük dağıtmıyorum kimseye.
Ve ne kadar iyi yaptığımı dün gece bir daha anladım..
Elim karnımdaki bebeğe gitti..
Şimdi mehmedime düşen bomba, evime düşse.. Yine eskiden olduğu gibi kapımız kırılsa, silahın dipçiği ile kocama vurulsa, karnımda ki çocuğun cinsiyeti ne diye iddiaya girip gülerek karnımı deşip alsalar..
Ettiler mi bunları atalarımıza?
Evet..
Bugün bana, sana etmeyeceklerine garantimiz var mı?
Yok..
Bir gece ya, bir gecede darma duman oluyor her şey.. Peki sabah çadırkente düştüğünde biskuvisini kurdeleye saran o hanım kardeşimizin hali ne olacak düşünen var mı?
Daha bir ekonomik krizde bunalım buhrana giren ve intihar eden bey abimiz çöpten ekmek toplayabilecek mi?
Ya koltuk/bilgisayar başına bardak tabak biriktiren yerinden kalkmayan netflixe dizisi 1 ay geç düşse isyan eden gençlerimiz çamura bulanan çoraplarını kurutabilecek mi?
Bu durum hayal değil, komplo teorisi değil, rüya değil...
Dünya'da bulunan her İslam beldesinde yaşanan durum.
Mevla Mülk suresinde ne buyuruyor?
"Yüceler yücesi olan Allah'ın sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz?"
SadakAllahulAzim..
Bu ayetin korkudan kemiklerimizi titretmesi gerekmiyor mu?
Bu ne rahatlık, bu ne lakaytlık, bu ne umursamazlık!
Sanki emin olmuşuz herşeyden!
İman garantilenmiş, cennet garantilenmiş, ömrümüzün sonuna kadar vatanımızda, evimizde huzurla yaşayacağız..
Emin olduk ya Rabbi.. Öyle emin olduk ki bir anda evi yıkılan, işkence altında olan, bebekleri mülteci botlarında boğulan gözümüzle gördüğümüz parçalanmış cesetler bile yetmedi gereksiz işleri bırakmamıza..
Çay kahvenin yanına sunumla uğraşan,
Koltuk/halı, şal/çanta kombinleri yapan..
Böyle dünyası olan bir kadını daha da kandırmak mıdır İslam?
Yoksa onu silkeleyip "kendine gel!" Demek midir!
Korkuyorlarmış.. Benim dediklerimden değil, Mevlanın ayetlerinden korkun!
Vatanımızı içten ve dıştan saran düşmanlardan korkun!
Çünkü bizi rahatlığa öyle alıştırdılar ki yarın bir savaşa girsek ölmemiz için düşmana gerek kalmayacak.
Savaşmayı bırak, hayalini kuracak kadar bile güç ve maneviyat bırakmadılar bizde.
Daha iki kriz gördün, iki fatura gördün intihara kalkışıyosun, bunalıma giriyosun.
Çadır kentte yaşamaya hazır mısın?
Git esedin zindanındaki bacılara sor "özgürlük" ne demek!
Git botu batırılan yetimlere sor "vatan" ne demek!
Okuduğu kitabın satırlarını pembe kalemle çizip instagirl olmaya benzemiyor savaşmak!
Hangi taş, tandır taşıdır, nasıl elektriksiz elde ekmek yapılır biliyor musun?
Hangi ağacın külüyle elde çamaşır yıkanır haberin var mı?
Hangi su içilir, hangi ot zehirsizdir aş edilir bilgin var mı?
Kafir karnındaki çocuğu parçaladığında, namusuna dokunduğunda var mı kaldıracak nefsin ve yüreğin?
Ülke savaşırken seni rezidans dairesinde oturtmayacaklar!
Korkun kardeşler korkun!
Allah "kalpleriniz katılaştı" buyuruyor ayetinde..
O zor günlere maddi ve manevi hazırlanmak zorundayız..
Güçlü olmalıyız, prenses modundan çıkmalıyız..
Ne prensesler sürgün yollarında can verdi bu dünyada..
Peygamberin kızları hicret yollarında zulüm gördüler.
Bize de fazlasını vermeyecek bu dünya..
Çünkü Rabbim asla yalan söylemez;
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile deneriz. Sabredenleri müjdele! "
Ne mutlu sabredenlere, korku ve ümit arası Rabbine baş eğenlere..
Size toz pembe bir dünya vaad edenlere inat;
Peygamberimizin;
-Eğer beni seviyorsan, belaya sabırla hazırlan! Yemin ederim ki, Beni sevene bela, tepeden dereye gelen sudan hızlı gelir’ buyruğuna daha çok sarılacağız..
Rabbim;
-Sen bizden razı ol, "kulum" nidasına müşerref et; bizim bir derdimiz yok der ne gelirse gelsin tebessüm ederiz.. Acı eşiğimizi geniş tut..
Dünya rahatlığına alışıp, ufacık bir imtihanda tepetaklak olanlardan eyleme..
Yağmur İbiç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİKAYELER ve NASİHATLER
Teen FictionBu kitaptaki her şey alıntıdır. Ben sadece burada paylaşıp bilmeyen arkadaşları bilgilendirmek için yazıyorum... *Bölümler birbirinden bağımsız. Alıntıladığım sayfanın instagram hesabı; @dava_islam_ @ilanihayeumutlar