beni k istasyonunda bir veda busesiyle terk edişin

95 14 0
                                    

Beni bir şeyler anlatmaya mecbur bırakma,
Parçalana parçalana bir bütün oluyor içimdeki canavar.
Kaderimin bağlı olduğu beyaz ipliği çoktan kırmızıya boyamıştık.
Hatırla,
Hatırla ve sarıl yaşlı ruhuna, bu hikaye elbet bir gün bitecektir.
Bitmek hükmü bir anlaşmayla yağmalıyor şehri. Şehir beş on bin yerinden tecavüze uğruyor.
Durup düşünecek vaktin yok, biliyorum,
biliyorum ama, hatırla.
Hatırla ağaç dallarının birleşerek oluşturduğu o yolu, hatırla o benzin istasyonunu. Beni de al yanındaki boşluğa. Nefes sesleri karışsın o küçük dört duvar arasında. Bana dokunacağını umarak kapıldığım o heyecan, yine ele geçirsin bedenimi. Küçücük kalayım kollarının arasında. Böyle bir yenilgi görülmesin dünyanın hiçbir yerinde.
İstasyonda öpüşerek uğurladığımız o insan sayısı, sarılmalarımızdan daha çok olduğunda, kaderimin kırmızı ipliğini çoktan kopartmamışmıydık?
En az ondört kişiyi içime alırım demiştin.
Beni ruhunun hangi odasında kapalı tuttun?
Karanlık çöktüğü zaman bir şehrin üzerine, sokak kedileri ele geçirir tüm kenti. Ve durmadan dans ederler.
Ben ruhunun hangi odasında en az ondört gün kapalı kaldım?

Yalnızca ses. Yalnızca mırıldanmalar ve ses. Ses. Ses ses.
Kedilerin ayak sesleri. Dans edişleri.
Ruhunun aralığından, gözlerindeki kederi. Hiç anlamayacağım o izleri.

Daha fazla yaklaşma milinski!
Kaderinin kırmızı ipleri, senin izlerin!
Onlarda benim ellerimde kaldı.

En az gece olmak kadar korkuyordu titreyen karanlık gözlerin. Sen ağlıyordun.
Sen nasıl olur da ağlıyordun!
Bin yerinden lime lime edilmiş gibiydi kalbim,
Sen ağlıyordun ve çırılçıplak bir yıldırım düşüyordu göğsümün orta yerine.
Kan gölüydüm, kanıyordum.
Sen nasıl olur da ağlıyordun!

11.01.2021

cesetler ve parmak aralarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin