serin yaylanın ıslak otları
sırtımda gezinen bir böcek
kollarım bacaklarım, apaçık
Tanrının beni almasını bekliyorum.son senfoni biraz önce üçüncü odada bitti,
annem elma yiyordu, yere düşürdü,
ben tetiği çektim, ne hikmettir yanlışlıkla,
oluverdi bir anda, hep hayalini kurduğum
annemi gördüm, kanım damlıyordu çenesinden.karşılaşma olasılığımızı hep dolu giden bir minibüse binişime bağlamıştım.
en az beş kişilik bir kalabalıkla caddede yürürken bizi görürsün sandım.
vücudum hareket etmiyor ama görüyorum dedim,
anne yapma, görüyorum dedim.