sesimi durdur beni bi durdur, dilimi durdur, sesimi duy,
çürümüş beynimin isli odalarında bir kaç dakika
sesimi yuttuğum satır araları
göz bebeklerimi deştiğim bir an
çimlerin yağmur toplamış görüntüsü
ve unuttuğum bir koku.
başıma düşen dolu
ayak parmaklarımın kıvranıp kendi içine sokulduğu soğuk
tenime yapışan ıslak kumaş
hatırladığım bir kaçış
kendimden kaçamayış.
sildiğim aynadaki görüntüm
eriyen parçalar
dökülen etim
sökülen kirpiğim
diktiğim yama,
senden yana duvarlar
adını lime lime kazıdığım çukur.
gecenin uğultusu
sabahın buğusu
puslu gözlük camları
ellerin aranışı,
aranıp aranıp duruşu.
susuşum.
konuşman.
susuşum
susman.kirli bir leke tenimde
izi kalmış boynunun kenarında dudaklarımın,
bacaklarımı uzattıkça boyası çıkan duvar,
içine girdiğim sıcak bir öğle öncesi,
beni kovuşun.
beni evin dışına koyuşun.
beni semtten çıkarışın,
eski tuğlalar,
alt geçitler,
sokak arasında inglizce bir kaç kelime.
ilk defa görüyormuş gibi gözleri insanların,
beni orada öpüşün,
altıyı kırkbeş geçe.
sabitlediğim tarih
unuttuğum tarih
yıllardan hangisi?
aylar beni mi kovalıyor
kabuslarımı mı?bir cami görüntüsü,
dualar,
mezarlıklar,
yokuş, ağaçlar, güneşin batışı, denizin sesi
ağaçların sesi, senin sesin.
insanların bakışları, benim bakışlarım
düşünceler, ve bebekler,
çocuklar.
aç karnına bir sokak ortası,
tanrı unuttu mu, hatırladı mı
yine de kazınan bir mideyle tozlu bir masa görüntüsü.her şeyin solan, duran, durdukça solan
soldukça acıyan bir kuruntusu.senin bacaklarında defalarca terk edilmenin ağırlığı,
senin avuçlarında kabul olmayan duaların damla damla birikintisi,
senin boynunda unutulan sözcükler,
senin,
önce sesin,
sonra ruhun,
gitti.22052021