17.Bölüm

2K 70 3
                                    

(Medya İnci)

Bora ile geçirdiğimiz baş başa geceden bir kaç gün geçmişti. Her şey gayet normaldi. Bora bugün işten erken gelmişti çünkü bugün de Serdar ve Derya ile yemeği çıkacaktık. Üzerimi giyinip dışarı çıktığımda Bora arabanın yanında beni bekliyordu.

" Artık gidebiliriz"

Bora beni baştan aşağı süzdü.

"Bugün fazla güzel olmuşsun sanki"

Dediklerini iltifat olarak kabul edip teşekkür ettim. Bora arabanın kapısını nazikçe bana açtı.

"İnci"

Arkadan gelen sesle ikimiz de kafamızı geriye çevirdik. Yine gelmişti. Gerçekten artık sinirlerimi bozuyordu.

"Sen arabaya bin ben konuşayım"

Bora'nın dediklerine kulak asmadan.

"Ben de geliyorum"

"İnci arabaya bin dedim. Tatsızlık çıkmasın"

Oflayarak arabaya bindim. Ben arabaya oturduktan sonra Bora yavaşça kapıyı kapattı. Bora Doruk'un yanına gitti. Sonra bir şey söyleyip arabanın önünden uzaklaştılar. Ne konuştuklarını duyamasam da Doruk'un yüzünün kızardığını ve yüzündeki korkak halini görebiliyordum. Beş dakika sonra Doruk arkasını dönüp gitti. Bora da arabaya doğru geliyordu. Kapıyı açtı ve arabaya oturdu. Bora'ya baktığımda kendi kendine gülümsüyordu.

"Ne dedin ona"

"Ağalığım işe yaradı"

Ne söylediğini nasıl korkuttuğunu hiç merak etmiyordum. Belli ki söyledikleri işe yaramıştı ki Doruk hiç sesini çıkarmadan arkasını dönüp gitmişti.
Bora ile bidaha arabada neredeyse hiç konuşmadık. Restorantın önüne arabayı parkedip içeri girdik. Serdar ve Derya çoktan gelmişti. Onların olduğu masaya ilerledik. Selam verdikten sonra masaya oturduk.

"Bizim oğlan nerde kaldın açlıktan ölecektik az daha"

"Bir sorun vardı sorunu halledip geldik işte"

Bora bana göz kırpıp tekrar önüne döndü. Bora ve Serdar iş hakkında konuşurken biz de Deryayla sohbet ettik. Derya da buralı değilmiş. Doğu görevi için gelmiş sonra da Serdarla tanışıp burda kalmış.
Çok nazik ve çok iyi niyetli bir kız. Bende ona İstanbuldaki hayatımı anlattım.

...

Yemeklerimizi yedikten sonra.

" Biz kalkalım artık. Bir ara yine böyle yapalım."

Bora ile Serdar vedalaşırken ben de Derya'ya dönüp.

" Bora'nın dediği gibi sık sık görüşelim. Bize de beklerim sizi"

Vedalaştıktan sonra Bora ile arabaya bindik. Bora saate bakıp.

"Saat daha erkenmiş bişeyler yapalım mı?"

"Ben yorgunum. Eve gitsek olur mu?"

Bora başıyla onaylandıktan sonra arabayı çalıştırıp eve gitmeye başladık. Eve vardığımızda arabadan inip içeri girdim. Ortalıkta kimse yoktu. Ben odaya girdiğimde ceketimi çıkarıp koltuğu attım. Bora da geçen gün annemin gönderdiği tabloyu eline aldı.

"Bunu şuraya asalım mı?"

" Olabilir"

Bora odadan çıktı. Döndüğünde elinde alet çantası vardı. İçinden çivi ve çekiç'i çıkardı. Tabloyu duvara çakmaya başladı. Kısa bir süre sonra bana dönüp.

"Olmuş mu?"

"Evet çok güzel"

"Bu arada yarın kargolar gelicek haberin olsun"

Tamam anlamında kafamı salladım. Bora alet çantasını toplayıp koltuğa oturdu.

"Ee napıcağız böyle. Boş boş oturacak mıyız?"

"Egeleri görüntülü arayalım mı?"

" Olur hadi arayalım."

Telefonumu alıp Ege'yi aradım. Bir iki saniye sonra hemen açtı. Bora da yanıma gelip oturdu.

"Abla nasılsınız?"

Eylül ile birlikte oturuyorlardı.

"İyiyiz siz nasılsınız. Her şey yolunda mı."

"Her şey yolunda"

Eylül ile de muhabbet ettikten sonra telefonu kapattık.

-Bölüm Sonu -

DORUK'U DA ARADAN ÇIKARDIĞIMIZA GÖRE YOLUMUZA DEVAM EDEBİLİRİZ.  OKURKEN SIKILMIYORDUNUZDUR UMARIM. OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM ❤️

SEVİLİYORSUNUZ 😻

HANCIOĞLU KONAĞI ( TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin